Bu hafta vizyona altı film giriyor. Rob Cohen yönetmenliğindeki Alex Cross filmini Serkan Çellik Tersninja.com için değerlendiriyor. Bu hafta sinameseverlerle buluşan diğer filmler arasında Diana, Zafere Hücum (Rush), Vampir Kız Kardeşler (Vampire Sisters), Meryem ve Menekşe’den Önce yer alıyor. Herkese iyi seyirler.
Alex Cross
Yönetmen: Rob Cohen
Senaryo: Marc Moss (senaryo), Kerry Williamson (senaryo), James Patterson (roman)
Oyuncular: Tyler Perry, Edward Burns, Matthew Fox, Jean Reno
Yapım: 2012 / ABD / 101 dk.
Rob Cohen’i nerede bırakmıştınız? İlk Hızlı ve Öfkeli filminde mi, Vin Diesel’den Bond yaratmaya çalıştığı Yeni Nesil Ajan’da mı, Sony’nin 60 milyon dolarını batırdığı Görünmez Savaşçı’da mı yoksa Mumya serisinin sonunu getiren Mumya: Ejder İmparatoru’nun Mezarı’nda mı? Yeni filmi Alex Cross karşınızda.
Ajan Cross, ismini verdiği filmin ilk dakikalarından öğrendiğimiz üzere; sahada aktif, yatakta başarılı, 1.96 boyunda, klasik müzik eğitimi olan, psikoloji doktorası yapmış, Sherlock Holmes tarzı ipucu kovalama konusunda iddialı, siyahi bir dedektif. En azından karakter gelişimi ödevini hızla bitirip sokağa oynamaya çıkan senaristlerin anlattığı kadarıyla öyle. Oysa Cross bugüne dek 21 romanda karşımıza çıkmış, enine boyuna incelenmiş bir kahraman. Üstelik sinemada Morgan Freeman tarafından Kızları Öp (Kiss the Girls) ve Örümceğin Maskesi (Along Came A Spider) filmlerinde canlandırıldı. Ama karakter derinliği, bu filmin ekibinde yer alan kimsenin umurunda olmamış.
Alex Cross vasat bir FOX dizisinde bile ucuz duracak (bkz. Revolution, The Following), kötü kurgulanmış bir açılış sahnesiyle başlıyor. Alışkanlık olarak; aksiyon görmeye gelen izleyiciye filmin en iyi ikinci sekansı (en iyi olduğu düşünülen genelde sona bırakılır) baştan tattırılır. Rob Cohen’in dört yıl aradan sonra çektiği filme böyle başlaması ümit kırıyor. Ardından kötü adam Picasso çıkıyor karşımıza: Psikopat ruhlu, takıntılı, paralı, kafes dövüşünde rakipsiz ve ince zevklere sahip. Tabi rolün emanet edildiği Matthew Fox 117 bölüm oynadığı Lost dâhil hiçbir işinden bir şey öğrenmemiş, Allah vergisi yeteneklerden de yoksun bir aktör olduğundan; Picasso karşımızda kanlı canlı bir karikatüre dönüşüyor. Sonrası, alışılageldik kedi-fare oyunları.
James Patterson’ın Alex Cross serisinin 12 ve 16. kitaplarından uyarlanan filmde rolün teslim edildiği Tyler Perry Amerikalı bir komedyen. Kötü bir çocukluk geçiren Perry’nin travmalarının üstesinden gelmek için yazarlığa başladığı biliniyor. Son beş yıldır yılda 2-3 uzun metraj yazıp yöneten (yanlış okumadınız, yılda 2-3) ve bazılarında başrol oynayan Perry; doludizgin kariyerinde kaliteyi tutkuya dönüştürmemiş yerli komedyenlerimizi hatırlatıyor. Kendi yazdığı metinler hariç şimdiye dek Star Trek’de ufak bir rol dışında karşımıza çıkmamıştı. Başka yönetmene teslim olduğu ilk başrolüyse gelecek vaat eden biri olmadığını düşündürüyor.
Filmin sonunda intikamını popüler bir görüntülü görüşme yazılımı vasıtasıyla alarak tarihe geçen Alex Cross’un gişede 35 milyon dolarlık düşük sayılabilecek maliyetini bile çıkaramadığını hatırlatalım. Rob Cohen’i birkaç yıl daha unutabilirsiniz.
Serkan Çellik
* * *
