Bu hafta dokuz film vizyona giriyor. Tersninja yazarı Serkan Çellik, bu hafta Pedro Almodavar‘ın son filmi Aklımı Oynatacağım (Los Amantes Pasajeros) hakkında kalem oynatıyor. Çellik‘in Bernie’nin Suçu Ne? hakkında yazdıklarını buradan okuyabilirsiniz. Ali Abaday ise Antoine Fuqua yönetmenliğindeki Kod Adı Olympus (Olympus Has Fallen) ile Harmony Corine yönetmenliğindeki Bahar Tatili (Spring Breakers) filmlerini mercek altına alıyor. Herkese iyi seyirler.
Kod Adı: Olympus
Olympus Has Fallen
Yönetmen: Antoine Fuqua
Senaryo: Creighton Rothenberger, Katrin Benedikt
Oyuncular: Gerard Butler, Melissa Leo, Morgan Freeman, Aaron Eckhart
Yapım: 2013 / ABD / 120 dk.
Gerard Butler, Aaron Eckhart, Morgan Freeman gibi bir oyuncu kadrosuna sahip olan Kod Adı: Olympus (Olympus Has Fallen) Beyaz Saray’a yönelik bir saldırı sonrası yaşananları anlatan çok da çekiciliği olmayan bir macera. Yıllardır başta Hollywood filmleri olmak üzere kimi yapımlarda Beyaz Saray’a saldırılar olur. Superman 2’de Kripton’dan kurtulan General Zod (Trence Stamp) ve yardımcıları önce Beyaz Saray’ı işgal ederken, Bağımsızlık Günü’nde (Independence Day) uzaylılar Beyaz Saray’ı havaya uçuruyordu. Tim Burton’ın Çılgın Marslılar’ı (Mars Attacks!) Beyaz Saray’ı işgal edenler grubuna dahil olurken, X-Men 2’de süperkahramanlar sadece ABD Başkanı’nı uyarmak için Beyaz Saray’a giriyorlardı. Tabii öncesinde Nightcrawler (Alan Cumming) Başkan’a saldırmaya çalışmıştı.
Antoine Fuqua’nın yönettiği Gerard Butler, Aaron Eckhart, Morgan Freeman ve Angela Bassett gibi usta oyuncuların kadrosunda yer aldığı Kod Adı: Olympus (Olympus Has Fallen) da ise bir grup terörist Beyaz Saray’ı ele geçirmeye çalışıyor ama önlerinde Gerard Butler’ın canlandırdığı bir ajan Mike engeli var. Eski bir özel kuvvetler askeri olan Mike Banning (Gerard Butler) Gizli Servis’ta çalışmakta ve ABD Başkan’ı Benjamin Asher’ın (Aaron Eckhart) en yakın koruması olarak her durumda ona yardım etmektedir. Bir yılbaşı akşamı Kamp David’den ayrılan Başkan ve ailesi yolda trafik kazası geçirir. Mike Başkan’ı kurtarır ama bu sıra First Lady (AshleyJudd) ölür. Başkan bundan Mike sorumlu tutar ve onu kendi koruma görevinden uzaklaştırır.
Aradan altı ay geçer. Kuzey ve Güney Kore arasında tansiyon giderek artmaktadır. Başkan Güney Kore Başbakanı Lee Tae-Woo (Keong Sim) ile görüşmektedir. Bu esnada Washington semalarında beliren bir kargo uçağı kendisini inişe geçirmek isteyen savaş uçaklarını düşürdükten sonra halka ateş etmeye başlar. Bu esnada bir grup intihar bombacısı Beyaz Saray’ın bahçesine bakan çitleri havaya uçurur. Mike insanlara yardım etmeye çalışırken teröristlerin Beyaz Saray’a girdiğini görür.
Teröristler Beyaz Saray’ı ele geçirirler ve içerideki herkesi rehine olarak alırlar. Artık Beyaz Saray eski Kuzey Koreli terörist Kang Yeonsak (Rick Yune) ve ekibinin elindedir. Beyaz Saray, kod adıyla Olympus düşmüştür ama Kang’ın hesaba katmadığı bir durum vardır; Rick Beyaz Saray’a girmiştir. Klasik kahraman ABD’li ve kötü dış düşman konusundaki Kod Adı: Olympus, Kuzey Korelileri büyük tehdit gibi gösteren ilk yapımlardan biri. Soğuk Savaş yıllarında komünistler, sonrasında Arap teröristler derken artık ABD’nin yeni düşmanlarından biri de Kuzey Koreli teröristler.
Yakın bir zamanda gösterime girecek olan Beyaz Saray Düştü (White House Down) ile aynı konuya sahip olan filmde, oldukça komik bir saldırıyla teröristler Beyaz Saray’ı ele geçiriyor. Komik zira uçuşa yasak bölgede bir kargo uçağı alçak uçuş yaparken, makineli tüfekler gizlenmiş araçlar Beyaz Saray’ın etrafını çevreliyor. Sanki bir bilgisayar oyununda en basit seviyede bir işgal canlandırılıyor. Ve bu kadar profesyonel ekip içeri bir kişininin sızmasını engelleyemiyor.
Kod Adı: Olympus’un Başkanı Benjamin’in Bağımsızlık Günü’ndeki ABD Başkanı Thomas J. Whitmore ile kimi benzerlikleri de mevcut. Gerçi Benjamin gibi savaş kahramanı değil ancak o da eşini kaybediyor ve kızı için her şeyi yapmaya hazır. Ve sonuçta ne kadar rehin durumda olsa da kahraman bir ABD Başkanı. Kod Adı: Olympus her ne kadar oldukça iyi isimleri bünyesinde barındırsa da basit bir aksiyon olmaktan öteye geçemiyor. Yine de aksiyon severler izlemek isteyebilir.
Ali Abaday
* * *
Aklımı Oynatacağım
Los Amantes Pasajeros
Yönetmen: Pedro Almodóvar
Senaryo: Pedro Almodóvar
Oyuncular: Javier Cámara, Pepa Charro, Lola Dueňas, Antonio Banderas, Penélope Cruz
Yapım: 2013 / İspanya / 90 dk.
Pedro Almodóvar’ın 32. İstanbul Film Festivali’nin açılış gecesinde izleyen yerli eleştirmenlerce yerden yere vurulan son filmi Aklımı Oynatacağım (Los amantes pasajeros) bu hafta gösterime giriyor. Yılın en önemli sinema olaylarından biri İstanbul Film Festivali. İki hafta süren heyecanın başlangıcını müjdeleyense açılış gecesi. Canlı yayın araçlarının arasından, kameraların önünden, röportajların kıyısından geçip yan yana dizilmiş şarap dolu kadehlere ulaştı davetliler bu sene. Ulusal kanaldan verilen, ünlü dolu açılış törenini bir adım öteden izlediler. Sevdikleri Yeşilçam oyuncularını alkışladılar, Emek protestosu çerçevesinde pankart açtılar. Eş dost görüldü, sohbetler edildi, saatler ilerledi.
Derken Almodóvar’ın yeni filmini ülkede ilk izleyen şanslılardan olmak üzere koltuklara kuruldular. Bir sinema salonunun optimal koşullarını sağlamaktan uzak Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda projeksiyon perdeye yansıdı. Altyazıların, sahne önünde duran saksılar yüzünden okunamadığı fark edildi. Sağa sola bükülmeler, kafa uzatmalar kar etmedi. Bir iki cengâver yerlerinden kalkıp sayısı altı yediyi bulan saksıları yere indirmeye başladı, salon onları kahkahalar eşliğinde alkışladı vs. Bunların hepsi film akarken gerçekleşti. Film bitti. Yığınla seyirci içine girmeyi bile başaramadan bitti. Aklımı Oynatacağım başyapıttı, izleyenler o şartlarda anlayamadı demiyorum ama hakkının verilemediğine eminim.
Almodóvar İspanya’dan çıkıp ismini dünyaya duyurmuş çok büyük bir usta. 63 yıllık yaşamının 39 yılını film çekerek geçirdi ve en az on tane başyapıta imza attı. Bunları tek tek saymak, Almodóvar’ın sinema sanatına katkılarının altını çizmek başka bir yazının konusu. Benim bahsetmek istediğim; hiçbir adımını düşüncesizce atmamış oluşu, bu film dâhil. Seksenlerin başında çektiği filmler doksanların sonunda Türkiye’de elden ele dolaşırken, insanlar yaşamlarına yeni yeni giren internetin etkisinde henüz değilken, içine kapanık ruhları özgürleştiren onun filmleriydi. Arkadaşlarınıza anlatamayacağınız fantezilerinizi, muhafazakâr çevrenizden dışlanmanıza yol açabilecek arzularınızı ve cesaretiniz yetse sizin de kurabileceğiniz cümleleri onun filmlerinde görebilirdiniz.
Almodóvar yaşamı boyunca azınlıkları, başka türlü acıları, başka türlü ihtiyaçları, başka türlü sevdaları dile getirdi. Onun yazdığı aşklar oğlanın kadına tutulup mutlu sona ermesiyle bitmedi. Melankoliyi de, dramı da, melodramı da kendi dünyasında öğütüp baştan yarattı, almaya gönlü olan herkese eşit dağıttı. Kimi zaman büyüledi, kimi zaman yorgunluğunu belli etti. Fakat hiçbir zaman kötü film çekmedi.
Aklımı Oynatacağım’ın bu denli kötü eleştirilmesinin ilk sebebi, bir önceki filmi İçinde Yaşadığım Deri’nin (La piel que habito) muazzam gücü. İkincisi ise yirmi yıldır komedi çekmeyen ustadan yine dram beklenmesi. Almodóvar imzalı ciddi filmlere alışan izleyici, ustanın ruhunun çocuksu neşesini ve kuir bakışını unutmuş görünüyor.
Diyeceğim şudur ki; Aklımı Oynatacağım’ı önyargısız izlerseniz, çok eğlenceli bir komedi ile karşılaşırsınız. Biraz içine girmek isterseniz; Almodóvar’ın mizaha dönüşünün ne kadar vakitli olduğunu fark edersiniz. Anlatılan öykülere gömülmez de karakterleri incelerseniz, mutlulukla ilgili tüyolar edinebilirsiniz. Üstelik bir sonraki uçağa binişinizde görevliler kuralları anımsatırken, kendi kendinize kahkaha atacağınız garanti.
Evet, bu bir Almodóvar aklama yazısıydı. Aklımı Oynatacağım da zaten sinema tarihinin mihenk taşlarından birinin “istediğimi yapmaya hakkım var” duruşu. Yığınla ustanın son filmlerini düşünürsek üstelik, kötünün epey bir iyisi.
Serkan Çellik
* * *
Bahar Tatili
Spring Breakers
Yönetmen: Harmony Korine
Senaryo: Harmony Korine
Oyuncular: James Franco, Selena Gomez, Vanessa Hudgens, Ashley Benson
Yapım: 2012 / ABD / 94 dk.
Geçmişe dönüp baktığımızda ne zaman gerçekten mutlu olduğumuzu hissedebiliyor muyuz? Yoksa mutluluk daha yaşamadığımız bir zamanda mı? Geçmişte yaşarken mutlu olduğumuzu hissettiğimiz anların ne kadarı gerçek mutluluk anlarıydı? Bir melek gelse ve o mutluluk anlarından birini sonsuza kadar yaşayacaksın deseydi, hangi anı seçerdik. Harmony Korine’in hem yazıp hem de yönettiği Bahar Tatili (Spring Breakers) bu sorulara cevap vermiyor ancak gençliğin o kendisine özgü, kanın delice aktığı anlarında dört genç kızın biraz farklı hikayesini perdeye taşıyor.
Faith (Selena Gomez), Brit (Ashley Benson), Cotty (Rachel Korine) ve Candy (Vanessa Hudgens) dört arkadaştır ve bahar tatillerinde Florida’ya gitmek istemektedirler. Ancak bunun için paraları yoktur. Bir akşam öğretmenlerinin arabasını çalıp bir lokantaya girerler. Cotty arabada Brit ve Candy’i beklerken iki kız da bir çekiç ve oyuncak tabanca ile lokantayı soyar. Dört kız bu olayın ardından Florida’ya gider ve çılgın partilerde eğlenmeye başlar. Kumsalda başlayan partiler neredeyse hiç bitmemekte ve sürekli devam etmektedir. Bu partilerde alkol, uyuşturucu ve müzik gençleri kendinden geçirmektedir.
Florida’ya geldikten sonra kızlar içlerinde dini inancı en fazla olan Fiath’e soygunu anlatırlar ve ardından uyuşturucu kullandıkları için tutuklanırlar. Mahkemenin belirlediği kefaletiyse ödeyecek paraları yoktur. Onları hapisten Alien (James Franco) isimli bir rapçi kurtarır. Alien aynı zamanda gangesterdir ve uyuşturucu satmaktadır. Faith bu noktadan sonra eve dönmek istese de diğerleri Alien ile kalmayı düşünmektedir. Alien de onların kendisinin ruh eşleri olduğunu düşünmektedir. Bu arada Alien ile aynı bölgede uyuşturucu satan Big Arch (Gucci Mane) arasında rekabet vardır.
Bahar Tatili dört genç kızın bir haftalık Florida kaçamağını konu alırken, gençlerin özellikle Amerika’da parti üniversiteleri olarak bilinen okullarda nasıl zaman geçirdiklerini, burada hayatın nasıl olduğunu inceliyor. Film boyunca kimi replikler tekrar ediliyor, bazı sahneler hızla geçerken sonradan geri dönüşlerle o sahneler tamamlanıyor. Korine bunun özellikle uyuşturucu etkisini filme yansıtmak için yapıldığını söylüyor. Tekrarlanan replikler ise gençlerin kumsallarda dinlediği elektronik müzik gibi, arka arkaya aynı söz ve müziğin devamı.
Alkolün su gibi aktığı partilerde grubun ahlakını Faith temsil ediyor ancak olayların büyümesine yakın o gruptan ayrılıyor. Bir nevi o gittikten sonra her şeyi yapmak daha kolaylaşıyor. Selena Gomez filmin masum kızını oynayarak hayran kitlesini üzmüyor. Fakat filmin esas dikkat çekeni, altın dişleri ve konuşma şekliyle James Franco. Zaten onu izleyen eleştirmenler rapper bir Scarface gördüklerini söylüyorlar.
Kızlar Florida’da bir filmin içinde, kendilerine hiçbir şey olmayacakmış, sanki bilgisayar oyunlarındaki gibi ölseler de yeniden hayata başlayacaklarmış gibi yaşıyorlar. Bu, o yaştaki çoğu genç için olası bir durum. Yeni elde edilen özgürlüklerin kendilerini nasıl bir kafese kapattığını anlamadan yaşamak. Ancak bunun biraz da ilüzyon olduğunu fark etmek, filmin içindeyken oldukça zor. Bikinili kızlar ve mayolu genç erkeklerin bolca göründüğü, ara ara sertleşen, James Franco’nun oldukça iyi bir oyunculuk çıkardığı film, kimi açılardan Easy Rider filmini anımsatıyor. Ancak iki film arasındaki kimi farklar kuşaklar arasındaki değişimi de ortaya koyuyor.
Ali Abaday
* * *
Son Ayin: Bölüm II
The Last Exorcism: Part II
Yönetmen: Ed Gass Donnelly
Senaryo: Ed Gass Donnelly, Damien Chazelle
Oyuncular: Ashley Bell, Julia Garner, David Jensen
Yapım: 2013 / ABD / 88 dk.
* * *
Gitme Baba
Yönetmen: Ahmet Sönmez
Senaryo: Çiğdem Suyolcu
Oyuncular: Murat Karasu, Çiğdem Suyolcu, Şenay Gürler, Payidar Tüfekçioğlu
Yapım: 2013 / Türkiye
* * *
Eksik Sayfalar
Yönetmen: Ozan Çobanoğlu
Senaryo: Saygın Ersin, Berkay Berkman, Ozan Çobanoğlu
Oyuncular: Hüseyin Avni Danyal, Tuvana Türkay, Tolga Güleç, Kaan Çakır
Yapım: 2013 / Türkiye / 91 dk.
* * *
Barfi
Yönetmen: Anurag Basu
Senaryo: Anurag Basu, Sanjeev Dutta
Oyuncular: Ranbir Kapoor, Priyanka Chopra, Ileana D’Cruz, Roopali Ganguly
Yapım: 2013 / Hindistan / 151 dk.
* * *
Kimlik Hırsızı
Identity Thief
Yönetmen: Seth Gordon
Senaryo: Craig Mazin, Jerry Eeten
Oyuncular: Jason Bateman, Melissa McCarthy, Jon Favreau, Amanda Peet
Yapım: 2013 / ABD / 111 dk.
* * *
Bernie’nin Suçu Ne?
Bernie
Yönetmen: Richard Linklater
Senaryo: Skip Hollandsworth
Oyuncular: Jack Black, Shirley MacLaine, Matthew McConaughey
Yapım: 2011 / ABD / 99 dk.
* * *