Bu hafta dördü uyarlama, altı film birden vizyona giriyor. İçlerinde kuşkusuz en merakla bekleneni, Anne Hathaway’in en iyi yardımcı kadın oyuncu rolüyle Oscar’ı kucakladığı, Victor Hugo’nun ölümsüz eserinin uyarlaması olan Sefiller / Les Misérables. Ahmet Zappa’nın hikayesini senaryolaştıran Peter Hedges, Timothy Green’in Sıradışı Yaşamı / The Odd Life Of Timothy Green filminin yönetmenliğini de üstleniyor. Kami Garcia ile Margaret Stohl’un roman serisinden aynı adla beyazperdeye aktarılan Muhteşem Yaratıklar / Beautiful Creatures kadrosundaki sağlam isimlerle dikkati çeken bir fantastik film. Vahid Mustafa Yev yönetimindeki Hoca / Xoca, Azerbaycan’ın Hocalı kasabasındaki katliamı anlatıyor. Hititya: Madalyonun Sırrı, tarihi ve mitolojik hikayelerden esintiler taşıyan, çocuklara hitap eden yerli bir fantastik film denemesi. Son filmimiz Suç Çetesi / Gangster Squad, Will Beall tarafından Los Angeles Times gazetecisi Paul Lieberman’ın aynı adlı kitabından uyarlanmış.
Sefiller
Les Misérables
Yönetmen: Tom Hooper
Senaryo: William Nicholson, Alain Boublil, Claude-Michel Schönberg, Herbert Kretzmer
Oyuncular: Hugh Jackman, Russell Crowe, Anne Hathaway
Yapım: 2012 / Amerika & İngiltere / 158 dk.
Victor Hugo’nun ölümsüz eseri Sefiller’in müzikal olarak sinemaya yapılan son uyarlamasında Hugh Jackman ve Anne Hathaway oldukça paşarılı bir oyunculuk çıkarıyor.
Bir edebiyat klasiğini sinemaya aktarmak oldukça zor bir iştir. Hele daha önceden çeşitli denemeleri yapılmış ise iş daha da katmerlenir. Bunu bir de müzikal şeklinde uyarlamak bir nevi zorlukların üstüne yeni zorluklar eklemek gibidir.
Alan Parker’ın, Victor Hugo’nun Sefiller’inin (Les Misérables) müzikal versiyonunu sinemaya aktarmaya karar vermesinin üzerinden yaklaşık 25 yılı aşkın bir süre geçti. Bu süreçte proje kimi zaman rafa kalktı, kimi zaman raflardan indirildi ve sonunda Tom Hooper’ın ellerine bırakıldı.
Bu süreçte en büyük pay filmin yapımcısı da olan Cameron Mackintosh ve Eric Fellner’ındı. Zorlu bir sürecin arkasından yapımcılar ve yönetmen akıllarındakine uygun bir oyuncu listesi çıkardılar ve Sefiller’in müzikal uyarlaması için çekimler başladı.
Kızkardeşinin çocuğu için ekmek çalan Jean Valjean (Hugh Jackman) kimi kaçma girişimlerinin de etkisiyle 19 sene boyunca zincire vurulduktan sonra şartlı salıverilmiştir. Ancak kimliğini belirten kağıtta eski ve tehlikeli bir mahkum olduğu yazdığı için kimse ona ne iş ne de kalacak bir yer vermektedir. Hapishanedeki gardiyanı Javert (Russell Crowe) de onun yeniden suç işleyeceğine emindir. Valjean çeşitli denemelerden sonra iş bulamayacağını anlar. Soğuk bir gece ahırda yatarken bir rahip onu kiliseye alır. Valjean sabaha doğru kilisedeki gümüşleri çalıp kaçar ama kısa süre sonra ise yakalanır. Kiliseye geri getirilldiğinde rahip gümüşleri kendisinin verdiğini söyler. Valjean bu iyilik karşısında şaşkına döner ve yeni bir hayata adım atmak için eski kimliğini geride bırakır.
Aradan sekiz yıl geçmiştir ve Montreuil-sur-Mer şehrinin çok sevilen bir belediye başkanı vardır. Aynı zamanda bir fabrikanın da sahibi olan bu adamın huzuru, şehre yeni gelen müfettiş Javert yüzünden bozulur. Javert, onu eski bir mahkum olan ve yıllar önce izini kaybettiren Jean Valjean’a benzetmektedir. Bu arada bir yanlış anlaşılmadan dolayı kızı Cosette’in (Isabella Allen) bakımı için para kazanmaya çalışan fabrikadaki işçi Fantine (Anne Hathaway) işten çıkarılır. Fantine kızı için para bulmaya çalışırken kötü yola düşer.
Valjean bir akşam Fantine’yi oldukça kötü bir durumda bulur ve ona kızı Cosette’e bakacağına dair söz verir. Bu söz Valjean’ın bütün hayatını değiştirecektir.
Sefiller’in oyuncu kadrosunda dans ve müzik yeteneği bilinen Hugh Jackman başrolde ve harikalar yaratıyor. Aynı şekilde Anna Hathaway, Russell Crowe ve diğer oyuncular da oldukça başarılılar. Zaten kadronun büyük bir bölümü ya daha önce müzikal filmlerden ya da müzik ile uğraşlarından bilinen kişiler. Ayrıca Hathaway kazandığı En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar’ı ile rolündeki başarısını kanıtladı. Sefiller izleyiciyi kısa sürede etkisi altına alan bir müzikal. Bunda dekorların, makyajın ve oyunculukların etkisi çok büyük. Bununla birlikte müzikalde mizah, romantizm, macera, drama oldukça iyi paylaştırılmış.
Bir anda isyan için söylenen şarkıya tempo tutulurken kısa bir aradan sonra boğaza bir yumru oturabiliyor. Aşkın ne kadar hoş bir duygu olabileceği düşünülürken, birden o aşk arkada bırakıp devrimin saflarına geçilebiliniyor. Tüm bunların ardından sinemadan çıkıldığı zaman ıslık çalarak veya şarkı söyleyerek filmi hayata taşımaya devam ediyor. Son yılların en güzel müzikali olan Sefiller sinema severlere oldukça keyifli bir şölen sunuyor. Özellikle filmin ikinci yarısında artan tempoda zamanın nasıl geçtiği pek farkedilmiyor.
Ali Abaday
* * *
Timothy Green’in Sıradışı Yaşamı
The Odd Life Of Timothy GreenYönetmen: Peter Hedges
Senaryo: William Nicholson, Alain Boublil, Claude-Michel Schönberg, Herbert Kretzmer
Oyuncular: Jennifer Garner, Joel Edgerton, Ron Livingston, Dianne Wiest
Yapım: 2012 / Amerika / 105 dk.
* * *
Muhteşem Yaratıklar
Beautiful Creatures
Yönetmen: Richard LaGravenese
Senaryo: Richard LaGravenese, Kami Garcia, Margaret Stohl
Oyuncular: Alden Ehrenreic, Alice Englert, Jeremy Irons, Viola Davis
Yapım: 2012 / Amerika / 124 dk.
Ethan yaşadığı ufak güney kasabasından gitme hayalleri kuran bir gençtir ve üniversiteyi kazanıp New York’a yerleşmeyi hayal etmektedir. Aynı zamanda hem derslerinde hem sporda başarılı, kızların gözdesi yakışıklı biridir. Hayatın hep aynı monotonlukta aktığı coğrafyasına Lena isimli gizemli bir kızın gelişiyle yaşamı değişir.
Senaryosunu yazdığı Balıkçı Kral (The Fisher King) ile Oscar adayı olan Richard LaGravenese daha çok yazar kimliğiyle parlasa da, yönetmen olarak başarılı oyuncularla çalıştığı üç uzun metraja sahip. Not: Seni Seviyorum’dan (P.S. I Love You) altı yıl sonra karşımıza çıktığı, bu yazının konusu filmin ismiyse Muhteşem Yaratıklar (Beautiful Creatures). Kami Garcia ve Margaret Stohl imzalı aynı adlı kitaptan uyarlanan yapımın unutulmaz olmasa da iyi vakit geçirten kalburüstü bir iş olduğunu baştan belirtelim. İzleyen herkesin doğaüstü varlık-insan aşkı nedeniyle Alacakaranlık, büyü dünyası ve çocuksu tonları nedeniyle ise Harry Potter serisiyle karşılaştırması muhtemel yapımın; bu iki serinin bitişiyle oluşan boşluğu doldurmak için üretildiği apaçık ortada. Bu durum itici bir ilk fikir edindirse bile izleyince daha fazlası olduğunu görebilirsiniz. Karşımızda ilk filmi hariç Alacakaranlık serisinin tamamından ve David Yates imzalı son dört Harry Potter filminden daha iyi bir sinema var.
Kasabanın yakışıklısı, aşk öyküsünün erkek tarafı Ethan Wate rolünde Alden Ehrenreich dört dörtlük bir tercih olmuş. Steven Spielberg tarafından keşfedildiği rivayet edilen genç, bu ilk başrolünde erken dönem Hollywood aktörlerinin karizmasını hatırlatıyor. Son otuz yılın kaslı cool adamlarına inat, güven veren bakışları ve nostaljik havasıyla genç izleyiciyi büyüleme potansiyeline sahip. Francis Ford Coppola‘nın Twixt‘inde gördüğümüz Ehrenreich‘i bu yıl Chan-wook Park imzalı Stoker‘da da izleyeceğimizi belirtelim. Kız tarafına bakınca Lena Duchannes rolünde Alice Englert‘i görüyoruz. Karakterinin korunmaya muhtaç olmayan güçlü duruşu ve aktrisin rol kabiliyeti sayesinde Bella’da Kristen Stewart‘dan çok Hermione’de Emma Watson‘a yaklaşılmış. Ayrıca yardımcı rollerde Jeremy Irons, Viola Davis ve Emma Thompson çok iyiler.
Richard LaGravenese‘nin senaryosu ucuz kahramanlıklara bulaşmayan, perdede ihtişamlı görünsün diye abartılmayan gerçekçi dinamiklere sahip. Oyuncularının uyumunun da katkısıyla aşk öyküsü inandırıcı, çekici. İsmin yönetmen olarak işçiliği de kabul edilebilir düzeyde. En takdir ettiğim özelliği konusu itibariyle müsait olmasına rağmen filmini görsel efektlere boğmaması oldu. Fragmanda güzel görünüp izlerken filmin etkisini azaltan bu tarz yapaylıklara yüz vermemesi Muhteşem Yaratıklar‘ı içine girilebilir kılmış. Açıkçası kitabı bilmeden, sadece filmi izleyen gençlerin bile büyük hayranlığını kazanabilecek bir toplam var karşımızda. Ne yazık ki film altmış milyon dolar bütçesinin yarısını zor çıkararak gişede hayal kırıklığı yarattı. Siz yine de fantastik öğelerle zenginleştirilmiş akıllı ve eğlenceli, biraz da eski usul bu gençlik aşkına şans vermelisiniz.
Serkan Çellik
* * *
Hoca
Xoca
Yönetmen: Vahid Mustafa Yev
Senaryo: Vahid Nakış
Oyuncular: lgar Musayev, Nigar Bahadır Kızı, Azer Aydemir, Telman Aliyev
Yapım: 2013 / Azerbaycan
* * *
Hititya: Madalyonun Sırrı
Yönetmen: A. Cengiz Deveci, Ulaş Cihan Şimşek
Senaryo: Thomas Brückner
Oyuncular: Emir Berke Zincidi, Egemen Zincidi, Nehir Çağla
Yapım: 2013 / Türkiye & Almanya / 105 dk.
* * *
Suç ÇetesiGangster Squad
Yönetmen: Ruben Fleischer
Senaryo: Will Beall, Paul Lieberman
Oyuncular: Josh Brolin, Ryan Gosling, Sean Penn, Nick Nolte
Yapım: 2013 / Amerika / 113 dk.