Bu hafta altı film vizyonlarımıza konuk oluyor. Bunların en dikkat çekeni kuşkusuz Yenilmezler; süperkahramanların adeta geçit yaptığı film bu tip filmlerin sevenlerini memnun edecek cinsten bir deneme. Vücut ve Ateşin Düştüğü yer, haftanın iki yerli yapımı; “altyazılı film izlemem” diyenler için gayet ideal görünüyor. Perdede belgesel izlemek isteyenler bu hafta sizin haftanız, Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir ‘kentleşme’ üzerine gayet başarılı bir belgesel. Sevimli Balık Pupi ve Paris’te Çılgın Maceraysa çocuklu aileler için biçilmiş kaftan. Herkese iyi seyirler..
[xrr rating=4.5/5]
Yönetmen: Joss Whedon
Senaryo: Zak Penn, Joss Whedon
Oyuncular: Robert Downey Jr., Chris Evans, Mark Ruffalo
Yapım: ABD, 2012, 142 dakika
The Avengers yıllardır yayınlanmasına karşın hiçbir zaman X-Men ya da Örümcek Adam kadar popüler olmadı ancak yine de kendisine has bir izleyici grubu oldu. Samuel J. Jackson’ın Demir Adam 2’nin (Iron Man 2) sonunda The Avengers’dan bahsetmesi filmin çekileceğini garantilemişti. Hulk ve Demir adam dışında, Yüzbaşı Amerika ve Thor’un filmleri de gösterime girdi. Yenilmezler’in (The Avengers) kahramanlarının ilk filmlerine verilen tepki ve yaratılan heyecan duygusu pek bilinmeyen grubu oldukça popüler kıldı.
Yüzbaşı America’nın uğruna savaştığı, Thor’un gezegeni Asgard’dan gelmiş olan enerji küpü tesseract için S.H.I.E.L.D üssünde (Thor filminden tanıdığımız) Dr. Erik Selvig (Stellan Skarsgard) çalışmalar yapmaktadır. Ancak küp birden harekete geçer. S.H.E.L.D. direktörü Nick Fury (Samuel J. Jackson) üsse vardığı zaman ajanlarından Clint Barton (Jeremy Renner) küpün kendi kendine harekete geçtiğini ve bir kapı olması düşünüldüğü için karşı taraftan birinin de gelebileceğini söyler. Konuşmalar sürerken tesseract aniden harekete geçer. Ardından Thor’un (Chris Hemsworth) üveykardeşi Loki (Tom Hiddleston) elinde bir asa ile belirir. Bir yıldır sürgünde bulunan Loki bu esnada bilinmeyen bir grup ile anlaşmış ve kardeşinin çok sevdiği Dünya’nın hakimiyeti karşılığı tesseract’ı ve evreni diğer güçlere vermeyi kabul etmiştir. Loki üsse gelir ve asasıyla Selvig ile Barton’ı kendi tarafına çeker. Yanına da tesseract’ı alıp kaçar. Bunun üzerine Nick Fury ajanlarını göreve dağlımı yapar. Kendisi Yüzbaşı Amerika olarak bilinen Steve Rogers (Chris Evans) ile görüşür. Ajan Philip Coulson (Clark Gregg) Demir Adam Tony Stark’ı (Robert Downey Jr.) Karadul olarak bilinen Natasha Romanoff (Scarlett Johannson) ise öfkelendiği zaman Hulk’a dönüşen Dr. Bruce Banner’ı (Mark Ruffalo) ikna etmeye gider. Dünya’nın büyük bir tehlike altında olduğunu öğrenen kahramanlar S.H.I.E.L.D’ın uçan gemisi Helicarrier’e giderler. Stark Banner ile az da olsa gama ışını yayan tesseract’ı ararken Rogers ve diğerleri Loki’nin peşine düşer. Sonunda onu Almanya’da bulurlar. Kısa bir karmaşanın aldından yakaladıkları Loki’yi Hellicarrier’e götürürken karşılarına Thor çıkar. Loki’yi yanına alıp kaçan Thor’un peşine Demir Adam ve Yüzbaşı Amerika düşer. Kısa bir kavganın ardından üçlü aynı safta olduklarını anlar. Ne var ki üsse götürülen Loki’nin planları başkadır ve herbiri sır saklayan ekip üyelerini birbirine düşürmeye çalışır. Ancak esas planı çok daha gizlidir.
Marvel Dünyasında kahramanların diğer kahramanların hikayelerinde yer almaları oldukça normaldir. Çoğu kahramanının yapım hakkını elinde bulunduran Marvel’da bunu kendi çıkarına kullanmayı uzun zamandır düşünüyordu. Önce çoğu kahramanının film haklarını kendi eline almakla işe başladı ama bunu bütün kahramanları için hala yapamadı. Ardından da temel hikayeleri izleyiciye sunup The Avengers’ın altyapısını oluşturdu.
Film bir yanda bireysel olarak mücadele etmeye alışın kahramanların birlikte çalışmaktan yaşadıkları zorlukları anlatırken, bir ekip olmanın zor tarafının güvenmek olduğunu vurguluyor. Ancak onların birlik olmasını sağlayacak unsur Loki’nin planında hiç de beklemediği bir noktadan çıkıyor. Bu noktadan sonra ekip kendilerinde grup olmalarını etkileyen yanları görmeye başlıyorlar.
Herkesin kendisince bir kahramanı tutacağı filmin en etkili karakterlerinden biriyse Loki. Özellikle Karadul ile konuştuğu sahnede bir Hannibal Lecter imajı yaratıyor. Diğer yandan seyirciye öfkesini ve eksiklerini iyice gösteriyor. İlk fragmanlarda gösterilmeyen ve merakın odaklandığı Hulk ise filmin son 20 dakikasında gerçek halini yakalıyor. Çizgi roman düşkünleri, macera filminden hoşlananlar, The Avengers ekibinin üyelerinin filmlerini beğenenler bu filmden mutlu çıkacaktır.
Ali Abaday
***
[xrr rating=3/5]
Yönetmen: İsmail Güneş
Senaryo: İsmail Güneş
Oyuncular: Hakan Karahan, Elifcan Ongurlar, Yeşim Ceren
Yapım: Türkiye, 2012, 105 dakika
Ayşe farklı bir nedenle hastaneye geldiğinde başına neler geleceğinden habersizdir. Çünkü, ailesi burada sadece kalp hastası olduğunu değil, aynı zamanda hamile olduğunu da öğrenecektir. Aile içinde Ayşe’nin öldürülmesi kararlaştırılır ve bu görevi baba Osman üstlenir. Ancak, hayat her zamanki gibi, insana doğru yolu gösterir ve çocuk sevgisi törenin yarattığı kine galebe çalar.
Toplumsal sorunları sinemasının merkezine yerleştiren İsmail Güneş, bu filminde de gazetede okuduğu bir haberden yola çıkarak, toplumun önemli bir yarasına parmak basmış. Her zamanki gibi, sakin gözlemci bir kamera ile, hikayeyi anlatmaya odaklanan yönetmenin yanında Elifcan Ongurlar’ın da rolünün hakkını verdiğini belirtmek gerekiyor. Yeşim Ceren Bozoğlu ve Hakan Karahan açısından da son derece yalın ve hikayeye odaklanmış oyunculuk görüyoruz.
Ali Rıza Özkan
***
Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir
[xrr rating=5/5]
Yönetmen: İmre Azem
Çizimler: Özlem Ölçer
Motion Graphics: Egemen Şenkardeş, Sinan Büyükbaş, Uluç Ali Kılıç
Türkiye, 2011, 88 dakika
Bu hafta gösterime giren bir film özellikle ilgiyi hak ediyor. Çünkü, bu film hem ticari kaygıların tamamen dışında bir yapım ve üstelik bir belgesel. Fakat, filmi önemli kılan asıl özelliği ise, yaşadığımız kente ışık tutan, yaşam alanlarımızı sorgulayan ve bizim de birlikte sorgulamamızı kışkırtan bir film olması. Pekçok uluslararası gösterim ve ödülden sonra kendi kentinde sinemalarda gösterime giren Ekümenopolis bir kentte yaşamak koşulları nelerdir, bedeli nedir gibi hepimizin sormaya geciktiği soruları masamıza koyuyor.
“Kontrolsüz kentleşme” hastalığından müzdarip, varlık nedeni neredeyse sadece rant sağlabilme koşuluna endekslenmiş bir kenti yaşıyoruz, her gün. “Kentsel dönüşüm” adı altında yüzlerce yıllık mahalleler yerlebir ediliyor. İstanbul sadece içindeki tüketmekle kalmıyor. Yaşayan dev bir ucube organizmaya dönüşen şehir, bir tarafta Bolu’nun, öteki tarafta bütün Trakya’nın suyunu çekiyor. Kuzey ormanları gözle görünür bir şekilde tahrip olurken, 3. köprü ve “Kuzey İstanbul” projeleri İstanbul’un son kalan orman ve su havzalarını tehdit ediyor.
1980 yılında, ilk metropolitan ölçekli plan yapıldığında, bilim adamları tarafından İstanbul’da en fazla 5 milyon kişinin sağlıklı ve insanca yaşayabileceği belirtiliyordu. Bugün kent nüfusu 15 milyon. 15 sene sonra 25 milyon olacak. Yani kaldırabileceğinin 5 katı.
Çarpıcı görselleriyle “Kentsel dönüşüm” masalını, 3. Köprü’yü, küresel kent iddiasını, yaklaşan emlak krizini, TOKİ’nin icraatlarını, mahalleleri, AVMleri, ormanları, Marmaray projesini, gökdelenleri, kısacası bütün İstanbul’u mercek altına alan Ekümenopolis, Ali Ağaoğlu’dan, Ayazma sakinlerine, Oktay Ekinci’den Mücella Yapıcı’ya, Mustafa Sönmez’den Hüseyin Kaptan’a pek çok önemli isimle söyleşiye de yer veriyor.
Türkiye’de ilk defa filmin samimiyetine ve niteliğine inanan insanların bireysel katkılarıyla gerçekleştirilen ve animasyonlar, grafikler ve özgün müziklerle desteklenen Ekümenopolis seyircisini seyirci kalmamaya çağırıyor. Çünkü kentler hepimizin.
Ali Rıza Özkan
***
Sevimli Balık Pupi (Seefood)
Yönetmen: Goh Aun Hoe
Senaryo: Jeffrey Chiang
Yapım: Malezya, 2011, 98 dakika
***
(Un Monstre A Paris)
Yönetmen: Bibo Bergeron
Senaryo: Bibo Bergeron, Stéphane Kazandjian
Yapım: Fransa, 2012, 90 dakika
***
Yönetmen: Mustafa Nuri
Oyuncular: Hatice Aslan, Hakan Kurtaş, Cengiz Bozkurt
Yapım: 2011 / Türkiye