Landlord’un albüm yazısı siparişini bir süre görmezlikten geldikten sonra, benden ilk defa böyle bir yorum rica ettiğini düşünüp Hindi Zahra‘nın 2010 yılında çıkardığı debut albümü Handmade’i sonunda dinlemeye karar verdim. Yeni müzik tür ve gruplarına oldukça açık fikirli olmakla birlikte sevmeyeceğimi/dinlemeyeceğimi (önyargılı bir şekilde) bildiğim sanatçılara pek şans vermediğimden (çünkü eleştirmen değil sade bir dinleyiciyim) bu benim için büyük bir adım aslında.
Burak İşyar
Hindi Zahra 30 yaşında, yarı Fransız yarı Faslı bir şarkıcı. Biraz soul, biraz caz, ve belki yer yer blues kokan melodik şarkılarına çok uygun yumuşak bir sesi var. Albümün genelinde Zahra’nın sesine akustik gitarlar eşlik ediyor. Birkaç şarkı dışında (örneğin Set Me Free ve Music) elektro gitar soloları duyulmuyor bile. Sözler duygusal ve genellikle aşk üzerine.
Albümü dinlemeden önceki “world-music tarzıdır” şeklindeki beklentimde (önyargımda) ne kadar yanıldığımı hemen açılış parçası olan Beautiful Tango‘da anladım. Bunda belki de Zahra‘nın kendi yerel dilinde (Berberi) söylediği iki şarkı haricinde albümün gerisinin İngilizce olması da etkili oldu.
Zahra‘nın hafif egzotik aksanı şarkılara değişik bir hava katmakla birlikte ismi başka birşey olsaydı yeni bir Amerikalı singer-songwriter olduğunu düşünürdüm muhtemelen. Ben dinlerken biraz Norah Jones havası sezdim; ama bence mesela Amy Winehouse ya da çok sevdiğim Tori Amos‘tan daha farklı bir tarzı var.
Albümün en güzel şarkısı açılış parçası olan Beautiful Tango. Bunun yanısıra akustik gitar ağırlıklı Stand Up’ı çok beğendim. Bu şarkıdaki vurmalı çalgılar ve özellikle ikinci yarısındaki gitarlarla albümün genel havasının aksine bir Kuzey Afrika soundu yakalanmış. Zahra’nın yabancı aksanının en sert hissedildiği şarkı da bu aynı zamanda.
Ardarda gelen Kiss & Thrills ve At The Same Time etkileyici duygusal sözleri ve melodileri ile güzel slow parçalar. Ayrıca Zahra’nın kendi yerel dilinde söylediği Imik Si Mik de hoş bir çalışma. Albüm Avrupa World Music listesinde 2. sıraya kadar yükselmiş.
Bir daha dinler miyim? Güzel bir şişe kırmızı şarap eşliğinde neden olmasın?
