Uyarı! Az sonra okuyacağınız yazı, çok fazla filme, özellikle de korku filmine maruz kalmış bir bünyenin rüyasını konu almaktadır ve tamamen gerçek bir olaya dayanmaktadır. Yazı filmlerde sık sık karşınıza çıkan türden argo kullanımı ve mide bulandırıcı ayrıntılar içermektedir. Rahatsız olabileceklere yazının devamını okumamalarını öneririz. Yazı ilgisiz görünse de, dikkatli sinemaseverlerin fark edebileceği gibi aslında Fulci‘den Romero‘ya, Alien’ın tasarımcısı H.R.Giger‘den Cronenberg‘e uzanan bir çeşitlilikte sinemayla yakından ilgilidir.
Rüya görüyorum. Göbeğimde bir kaşıntı var. Kaşıyorum. Geçmiyor. Üstümdekini sıyırıp bakıyorum. Kaşıntının olduğu yerde iğrenç bir sivilce var. Oynuyorum sivilceyle. Baş vermiş. Ama beyaz değil nedense verdiği baş. Siyah. Sıkıyorum sivilceyi. İçinde ne varsa dışarı çıkaracağım. Kaşıntıyı unuttum bile. Baş vermiş sivilceyi sıkma iç güdülerime tamamen teslimim. Sivilce bir volkan gibi patlıyor. Kendi büyüklüğünden en az on kat büyük bir delik açılıyor göbeğimde. Rüya bu ya, delik sivilceyi ilk gördüğüm yerden, biraz daha sola kaydı. Tam göbek deliğimin olduğu yerde artık. Deliğin kenarlarındaki derilerim lime lime olmuş. Kanlı et parçalarıyla örtülü delik bana, neden bilmem, kadın vajinasını hatırlatıyor. Parmaklarımı daldırıyorum et parçalarının içine. Belki kaşıntım yüzünden yapıyorum bunu, belki de çoğu erkekte olan o her deliği kurcalama içgüdüsüne teslim oldum. Canım hiç acımıyor. Herhangi bir rahatsızlık duymuyorum. Et ve deri parçalarını karıştırırken, solucan –kurt karışımı bir yaratık buluyorum. Bu nedense hiç şaşırtmıyor beni. Demek bağırsak kurdu varmış bende diye düşünüyorum. Bu gayet mantıklı bir düşünceymiş gibi geliyor bana o anda. Birazcık zahmetin ardından yaratığı kavrayıp çıkarıyorum dışarı.
Bundan gerisi yok. Film kopuyor öylece. Hiç kötü hissetmedim kendimi. Bir kabus denemezdi o zaman değil mi gördüğüme?
Ama sabah olduğunda gece gördüğüm rüyayı (zamanından o kadar emin değilim aslında) tüm ayrıntılarıyla hatırlıyorum. Midem bulanıyor, kusacak gibi oluyorum. Kabusun etkilerini gecikmeli de olsa yaşamış oluyorum böylece. Oysa görü anında, rüya beni sıradan bir Pazar sabahı filminden daha fazla etkilememişti.
Sonra aklıma başka bir düşünce geliyor; ya rüyaların bir anlamı varsa, ya onlar bir şeyin işareti, ya da ne bileyim habercisiyseler… Daha da kötü oldum şimdi bak. Bu rüya ne anlama gelebilir ki? Hastalık. Mide kanseri mesela… Allah korusun… Cinsellik de koktuğu inkar edilemez aslında. Tam göbek deliğinde açılan bir yarık. S.ktir ya… Nereden çıktı bu rüya şimdi?