1930’larda kurulan Türkiye’deki ilk özel film yapım şirketlerinden olan Ha-Ka Film’in sahibi Halil Kamil korkunç bir cinayete kurban gitmişti.
Ege Görgün (Landlord)
1937 yılında Mecidiyeköy’deki derme çatma bir stüdyoda dublaj yaparak girdi sektöre Halil Kamil (1893-1968). Montajlama metoduyla bir de bir belgesel çekti: Türk İnkılabında Terakki Hamleleri. Vizyon sahibi,
ticari zekası olan bir müteşebbisti, sinemada bir gelecek olduğunu fark etmişti. Şirketin ilk filmi Faruk Kenç’in yönettiği Taş Parçası (1939) oldu. Kenç’in ardından Adolf Körner adlı Çekoslavak şovmenden bir yönetmen icat edip onunla 3 film çekti Halil Kamil. “Yapımcı eniştesinin” ısrarıyla fotoğrafçılık , seslendirme eğitimi almak üzere gittiği yurtdışından dönen Şadan Kamil de filmler çekecekti Ha-Ka Film için.
Sinemadan milyonlar kazanan Halil Kamil’in talihi 1968’de dehşetengiz bir şekilde karacaktı. 76 yaşındaki Halil Kamil hastalığı yüzünden yaklaşık iki senedir Emirgan’daki apartman dairesinden dışarı çıkmamaktadır o sıralarda. Başlarda apartmanın ihtiyacını gören kapıcı sonradan tamamen Halil Kamil ve kendine göre genç olan eşi Remziye’nin hizmetine girmişti. Dolayısıyla Halil Kamil’in 17 Nisan’da başına sert bir cisimle vurularak öldürülmüş cesedi bulunduğunda ve kapıcı –kimi haberlerde “ahçı” deniyordu- Arif Korkmaz ortalıklarda olmadığında polis cinayetin failini belirlemekte zorlanmadı. Korkmaz cinayetin ardından Kamil’in 1955 model mavi Buick’ine atlayıp kayıplara karışmıştı. Bir günlük araştırmanın ardından kapıcı Arif Korkmaz Kapalıçarşı’da yakalandı. Kamil’in eşinin 1500 lira değerindeki broşunu 750 TL’ye satmaya çalışıyordu. İşin garibi Korkmaz aynı gün öldürdüğü yapımcının eşini arayıp çaldığı otomobili Divan Oteli’nin önündeki park yerine bırakacağını söylemişti.
19 Nisan 1968 tarihli Hürriyet gazetesine göre tutuklanıp Kapalıçarşı karakoluna götürülen Korkmaz suçunu rahat bir şekilde itiraf ederken zaman zaman da gülüyordu. Cinayeti baltayla işlediğini söyleyen Korkmaz dediğine göre aslında Kamil’in yüzünü hedeflemiş ama Kamil eğilince darbe kafasına gelmiştir. Aynı gazeteye göre failin itirafı şu şekildeydi:
“Halil Bey eve ayak bastığımdan beri benden ve karısından şüphelenirdi. Dün de imalı konuşunca, ‘Öyle ise bana yol verin gideyim’ dedim. ‘İyi ama senin bize 200 lira borcun var nasıl gidersin?’ dedi. Ben de ‘Bir yerden bulurum’ cevabını verdim. O, ‘Tabi yeni nişanlandın. Nişanlın da genç ve güzel. Ona mini etek giydirir ve dolaştırırsın. O da parayı temin eder’ deyince kendimi kaybettim. Deli gibi kömürlüğe koşup baltayı aldım. Döndüğümde hala aynı şeyleri söylüyordu. Ben de vurdum.’”