Daha önce Chang Cheh’nin Hong Kong sineması içerisindeki yerine hem ilk hem de altın dönemlerinde çektiği filmlerle değinmiştik. Şimdiyse sırada, sinema kariyerinin sonlarına denk gelen, birbirinden müstesna oyuncuları birbiri üstüne patlatmak suretiyle adeta jübilesi olabilecek bir film var; Shanghai 13.
IMDB’de 1981, Hong Kong Cinemagic’te 1985, HKMDB’de 1983, video kapağında 1988 yılı yapımı olarak lanse edilen filmin tarihi için, Devlet Bahçeli gibi hesaplayınca, 1984 olarak afaki bir sonuca ulaşabiliriz. İzleyiciyle bu kadar oynayan sitelere karşı 1984’e inanmakta ben bir sakınca görmedim.
SB ALL STARS havasında Jimmy Wang Yu’nun cımbızla kasa açan bir hırsızı canlandırmasıyla açılan film, kasadan çıkardığı evrağı ‘doktora’ teslim etmesiyle konusunu da az buçuk belli ediyor. Zira Japonların Çin üzerindeki baskıları artmakta, Çin Hükümeti de güçsüzlüğünü öne sürüp Japonlara yaltaklanmaktadır. Başta doktor olmak üzere bir grup vatansever de topraklarını düşmana kaptırmamak için siyasi bir savaşın içinde debelenmektedirler. Jimmy Wang Yu tarafından çalınan evraklar ve doktor, hiçbir şekilde Japonların eline geçmemelidir. İşte doktoru düşmandan sağ salim koruyarak Şangay’a ulaşmasını sağlamak için Chen Kuan Tai’ın başını çektiği Korkusuz 13’ler denilen bir grup yiğit kung fu aslanı, Panter, Kaplan, Kartal vs. denilen başka bir gruba karşı müthiş bir mücadeleye girişecektir.
Aslında film, Jimmy Wang Yu’dan Chen Kuan Tai’ya bağlandığı zaman seyirciyi bol diyalog sosuna batırdığında, içimden (çok afedersiniz) “Ulan gene sakata mı geldik?” diye geçirmedim değil. Zaten kapaktaki Jimmy Mang-1988 yazısını görünce ilk işkili ensemde hissetmiştim. Bir de üstüne geyik çeviren ağabeyleri gördüğümde aklıma gelen ilk şey, “Aman Tanrım, yoksa bu bir Godfrey Ho filmi olmasın”dan ibaretti. Zira bilindiği üzere söz konusu aĞbi gönlümde, düşmanını çene kuvvetiyle alt etmeyi başaran ninjalar üzerine uzmanlaşmış, “Dırdırla Nasıl Ninja Alt Ettim” kitabının varolmayan yazarıdır.
Baştaki Chang Cheh’nin yaşlandığına mı delalettir acaba dedirten bol konuşmalı sahneler, aslında seyirciyi, filmin ‘siyasi gerilimine’ alıştırması açısından önemli. Zira manasız Türkçe diyaloglar karşısında insanın dilinden şüphe duyarak gerilmesi gayet yerinde olmuş. Tüm bu “Onu sen koruyacaksın, ben korudum, oraya gitsin, burada saklansın” vb. konuşmalar bittiğinde Chang Cheh’nin favori oyuncularından Chiang Sheng tarafından canlandırılan karakter doktoru himayesine almış, komşu evin balkonuna konuşlanan Bryan Leung (Korkusuz Şampiyon / Legend of A Fighter, 1982) tarafından canlandırılan tetikçiden korumak için diğer korkusuzlarla ele ele vererek aldatıcı bir plan yapmıştır. Tetikçiyi yanıltarak doktoru kaçıran Sheng, doktoru yerleştirdiği otelin düşman tarafından fark edildiğini görünce doktoru başka bir korkusuzun kollarına bırakmak için kıvrak kung fu’suyla döktürerek filmin yanlış hatırlamıyorsam ilk uzun dövüş sahnesini de kotarmış olur. Zaten kendisi filmin dövüş koreograflarından da biridir. İşte gerim gerim geren hikâyenin patlayarak boşaldığı bu noktada Chang Cheh’nin belirgin özelliklerinden biri daha ortaya çıkmıştır; bol kanlı ve acılı ölümler. Üstelik önemli bir oyuncuyu ortadan kaldırarak. Oldukça tatmin edici uzunlukta seyreden dövüş sahnesi bittikten sonra filmin ana hatları da ortaya çıkmış sayılır. İşbu noktadan sonra doktor, kendisinin koruyan korkusuzlarla birer birer karşılaşacak, her seferinde ortaya çıkan bir düşmana karşı yiğitçe dövüşen korkusuz, genellikle arkadan darbe almak suretiyle ortadan kaldırılacak, ama korkusuzlar adeta bir bayrak yarışındaymış gibi –ki burada bayrak doktordur- doktoru bir sonraki elemana ileterek, kendisini Şangay’a kaçırmayı başaracaklardır.
Finale kadar David Chiang’tan tutun da, henüz yeni yeni yıldızlık mertebesine yükselmiş ‘romantik’ Andy Lau’ya kadar birçok Hong Kong yıldızı sahnede peşi sıra endamını sergileyip, “Sizi ben yarattım, ben öldürürüm” diyen Chang Cheh’nin kanlı sahnelerinde hiç gocunmadan birer birer can vererek, nihayetinde doktoru Ti Lung’a kadar ulaştırmayı başaracaklardır. Balıkçı kılığında ağzında piposuyla ve yılların verdiği birikimle son düşman pantere karşı giriştiği amansız mücadelesinde ‘elbette’ galip gelen Ti Lung, doktoru gemiye bindirmeyi başararak, ‘tak’ diye, aniden biten milyonuncu Hong Kong filmini de böylelikle sonlandırmıştır.
Geriye dönüp baktığımızda SB ALL STARS’dan elimizde yalnızca Chen Kuan Tai ve Ti Lung’un hayatta kaldığını görmekteyiz ama dedikodu yapmaya gerek yok, şimdi durduk yerde…
Şaka bir tarafa, her haliyle (konuşmalar dahil) Chang Cheh’nin elinden çıktığı belli olan film, her ne kadar işin içine kısacık bir sahnede de olsa bir kadın karıştırarak, yönetmene ‘yenilik’ getirmiş gibi gözükse de (Andy Lau’nun filmdeki yavuklusu), aslında tamamen erkekler ve vatan severlik üzerine kurulu bir film Shanghai 13. Kapaktaki Ninja’nın ne ayak olduğunu soran 18 yaşından küçük okuyucumuz varsa onlara seslenerek bitiriyorum, tenezzül edip yazdığım saçmalıkları okuyan sevgili okuyucular: “Evet küçük, senin daha embriyonun esamesi okunmazken, insanlar ‘ninja’ kelimesini duyunca tir tir titriyor, kenarında köşesinde ninja yazan herhangi bir eşyaya düşünmeksizin saldırıyorlardı. İnsanlar nankördür küçük. Dün severek izledikleri bir filme, bugün tu kaka gözüyle bakabilir, ‘Ulan ne saçma filmler izlemişiz be zamanında,’ diyerek mevzu bahis yılları küçümseyebilirler. Bu durumda senin yapabileceğin yegane şey Ters Ninja’ya sıkı sıkı sarılmak olacaktır. Çünkü ben haftaya da buradayım, ondan sonraki hafta da ve ondan sonraki hafta da…”
(Yıldız tarihi 4032: 5 dakika sonra mail kutumda Landlord’dan gelen bir mail şöyle diyordu: “Serbestsin, Uzayabilirsin!”)
Yazının ilk yayınlanma tarihi: 11.11.2010