BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Bir senarist düşünün. Elinde pek de parlak sayılamayacak bir çıkış noktası var. Yazmaya başlıyor ve her sahneden önce kendine şu soruyu soruyor: Başkası olsa şimdi ne yazardı, bundan önceki benzer filmlerde neler yapıldı. Ve hiçbirini yapmıyor. Harika değil mi? İşte Ölüm Ormanı bence böyle hazırlanmış bir film.

Serkan Çellik

Doğaya Dönüş: Ölüm Ormanı (Backcountry)

Bir senarist düşünün. Elinde pek de parlak sayılamayacak bir çıkış noktası var. Yazmaya başlıyor ve her sahneden önce kendine şu soruyu soruyor: Başkası olsa şimdi ne yazardı, bundan önceki benzer filmlerde neler yapıldı. Ve hiçbirini yapmıyor. Harika değil mi? İşte Ölüm Ormanı bence böyle hazırlanmış bir film.

backcountry-620x330

Bir senarist düşünün. Elinde pek de parlak sayılamayacak bir çıkış noktası var. Yazmaya başlıyor ve her sahneden önce kendine şu soruyu soruyor: Başkası olsa şimdi ne yazardı, bundan önceki benzer filmlerde neler yapıldı. Ve hiçbirini yapmıyor. Harika değil mi? İşte Ölüm Ormanı bence böyle hazırlanmış bir film.

serkan-cellik Serkan Çellik 

Oyuncu (ve artık senarist/yönetmen) Adam MacDonald kamera arkasına geçtiği ilk uzun metrajında heteroseksüel bir çifti kampa gönderiyor. Jenn avukat. Telefonuna bağımlı, kadın dergilerinin müşterisi, akıllı, zeki ve güzel bir kentli kız. Sevgilisi Alex ise arkadaşının şirketinde peyzaj düzenleyen (pratikte işsiz), kibrit kullanmadan ateş yakabilmek gibi şeylerle övünen (neden?) bir erkek. Alex’in ısrarıyla avucunun içi gibi bildiğini iddia ettiği bir ulusal ormana kampa gidiyor çift ve erkek tarafının yanlarına harita almayı bile kabul etmemeye varan desteksiz özgüveni nedeniyle kayboluyor. “Sonrası malum”, buraya yakışan cümle gibi dursa da, yeri burası değil. Çünkü sonrası bildiğiniz gibi değil.

images

Ölüm Ormanı‘nın ilk güzelliği, bu tarz filmlere bir an önce ölsün diye yerleştirilen karton Barbie ve Ken‘lere yüz vermemiş olması. İki ana karakter de elle tutulacak denli sahici. Yine “ormana giderler ve…” filmlerinde olduğu gibi aksiyona kadarki süre strafor değil, aksine harika çekilmiş. Perdede hiçbir şey olmayışı, okyanus ötesi sinema sisteminde ancak bu kadar güzel geçiştirilebilir zaten. Sıçratma çabası yok, hatta “şimdi şuradan biri çıkacak” varsayımlarımızın hiçbiri karşılık bulmuyor. Ne güzel değil mi?

images-2

Ölüm Ormanı baştan sona ezber bozabilmeyi müthiş bir deha ile başarmıyor elbette. Sırrı, minimalist olmak. O kadar az parçadan oluşuyor ki, ilk bakışta hiçbir şey anlatmadığını iddia etmek bile mümkün. Fakat düşündükçe, fazlalıklardan itinayla arındırıldığını anlamak da öyle. Ne kadar yüksek ses efekti verirsem o kadar korkuturum düşüncesindeki kalabalığın karşısında bu şekilde durabilmek az uz iş değil. Üstüne de bugüne dek gördüğümüz en iyi çekilmiş “ayı tarafından parçalanma” sahnesi var. Daha ne olsun.

Kanada’nın doğal güzellikleri, sessiz sakin gerilim ve modern ilişkiler üzerine bol muhabbet garantili Ölüm Ormanı 12 Haziran’da sinemalarda.

poster-largeÖlüm Ormanı (Backcountry)

Yönetmen: Adam MacDonald

Senaryo: Adam MacDonald

Oyuncular: Missy Peregrym, Eric Balfour, Nicholas Campbell

2014 / Kanada / 92 dk.

İlginizi çekebilir...

MUBI

Yönetmen Atıf Yılmaz, senaryo Ümit Ünal, oyuncular Mazhar Alanson ve Ali Poyrazoğlu desek herhalde Arkadaşım Şeytan’a dikkat çekmeye yeter. Türk sinemasının fantastik öğelerle süslü...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et