Bu yıl birincisi düzenlenen Uluslararası Ayvalık Film Festivali için Ayvalık’tayım. Kendimi adeta bir Türk filminin içinde buluyorum gelir gelmez. Anlatayım size o filmi…
Ege Görgün (Landlord)
Kasabanın birindeyiz. Hem kasabaya hem de sinemaya/tiyatroya gönül vermiş birkaç hayalperest kafasına bir film festivali yapmaya koyar, hem de uluslararası. Sonra kasaba halkını bu çılgın hayal etrafında birleştirmeyi başarır. Restoran sahibi, kasabı, manavı, beyaz eşyacısı, otelcisi, dolmuşçusu, öğretmeni, öğrencisi, şairi, yönetmeni oyuncusu bu hayali gerçek kılmak için kolları sıvarlar. Ayvalık Sanat Derneği olarak üç yıldır başarıyla düzenledikleri tiyatro festivalinden de cesaret alırlar biraz.
Gözünüzün önüne kasap olarak Hulusi Kentmen’i getirin mesela. Hazırladığı köftelerle bir akşam yemeğine “köfte sponsoru” oluyor. Manav Nubar Terziyan “meyve sponsoru” benim diyor. Pansiyon sahibi Adile Naşit “konuklardan 10 tanesini ben yatırayım” diyor. Öğretmen Şener Şen “ben de varım” diyor, “gelir elbet benim de elimden bir şey herhalde katkı sağlayacak.” Kasabanın zenginlerinden biri olan Erol Taş gibi son anda yan çizenler de var elbette sponsorluk konusunda. Ya da Ali Şen‘in canlandırmasına uygun yardıma yanaşmayan belediye başkanları da. Biraz mübağlağlı bir dramatizasyon benimkisi evet, ama sinema da böyle bir şey değil mi zaten.
Mahmut Hekimoğlu’nun ve Şevket Altuğ’nun (gençlik halleri tabi) liderlik ettiği hayalperest çetenin ilk hedefi kiraladıkları virane bir zeytin deposunu bir salona dönüştürmektir. Virane olduğu için kiralanması zor olmamıştır ama inşaat dünyalara mâl olacaktır. Seferberlik ilan edilir. Kasabada para toplanır. Herkes gönlünden ne koparsa verir. 50 lira bile verenin ismi geçecektir sponsorların arasında. Heyhat gereken miktarın ancak yüzde biri toparlanabilir. Hayal gemisinin kürekçileri pes etmezler yelkenleri dolduran rüzgar yok diye. Bilakis hırslanıp daha sıkı asılırlar küreklere. Zeytinyağı deposunu içinde oyunlar sahneye konan, film gösterimleri yapılan Sanat Fabrika’nasına dönüştürmek için işin müteahhitliğini de, ustalığını da, ameleliğini de kendilerine ihale ederler. Hiçbir devlet kurumundan maddi destek almadan, festivale yetiştirmek için son birkaç gece uyumadan Ayvalık’ın Cinema Paradiso’sunu inşa ederler.
Şimdi o Cinema Paradiso’da bir uluslararası festival düzenleniyor. Ters Ninja’nın benzer şartlarda gerçekleştirilen Engelsiz Film Festivali ve 2. El Film Festivali‘yle birlikte medya sponsoru olmaktan en çok gurur duyduğu bir başka amatör ruhlu festival. Bu hayali gerçeğe dönüştürenlerin listesi uzun ama festival ekibinde yer alan Nail Pelivan, Turgut Baygın, Selin Togay, Meral Naymaner, Fethi Yıldırım’la beraber, Festival Komitesi’ni oluşturan Yavuz İmsel, Sadi Mastar, Hakan Urul, Ayşegül Yekten, Erkan Çılak ve Ali Gün isimlerini analım öncelikle. Salonu 50’li yıllarda çektiği Yeşilçam ve tiyatrocu fotolarıyla süsleyen kariakatürist ve fotoğrafçı Ahmet Esmer’i de öyle. (Yazıdaki Sunal ve Kentmen fotoları o koleksiyondan)
İkincisini şimdiden sabırsızlıkla beklediğimiz bu festivali Ayvalık’a armağan eden ekibe, ekibe lojistik anlamda büyük destek veren Küçükköy Belediyesi’ne büyük bir teşekkür gitsin bizden… Sinema aşkını yüreğinde hisseden herkes adına…
Not: En üstteki görseldeki festival tabelası yine festivalin ruhuna uygun olarak ekibin bizzat kendisi tarafından yapılmış. Festivale bir gün kala sabahlayarak bitirebilmişler bu nostaljik tabelayı. Ben keşke “filim” yazsaydınız dedim. “Daha güzel olurdu.”