Hayvanat Bahçesi kaçkını 4 kafadar Alex, Marty, Melman ve Gloria’nın artık iyiden iyiye takıntı haline getirdikleri eve dönüş hikayesinin -şimdilik- son halkası olan Madagaskar 3 uzun bir reklam sürecinin sonrasında, tam da yaz tatilinin başlangıcına tekabül edecek şekilde izleyici ile buluştu!
Fatih Yürür
Seriye dönüşen animasyonların sayısındaki artış ve ekseriyette, Up, Wall-e (ve tabi garip bir biçimde Incredibles!) gibisinden tek kroşelik hitlerin fazlalığı sebebiyle midir bilinmez, animasyon yapımları, en azından izleyici nazarında birkaç yıl öncesindeki coşkunluğunu biraz biraz yitirmiş gibi gözüküyor. Dostluk, fedakarlık, dürüstlük gibisinden temaların yol haritasını daha başlangıç aşamasında çizmiş olan Pixar, kuşkusuz yeni arayışlara ve yaratıcı dokunuşlar ekleyebileceği farklı can damarlarına yönelse de; Dreamworks, daha az riskli projeler ile hedef kitlesinin sırt çevirmeyeceği, bol renkli ve bol karakterli hikayeler anlatmaya devam ediyor.
Garip! Çünkü, söz konusu “orijinallik” rüzgarını estiren şirket de Shrek sayesinde yine Dreamworks’un kendisiydi. Tabi Madagascar’ın meramının biraz daha farklı olduğunu söyleyebiliriz. Tamam, ailece izlenecek bir animasyon örneği olabilir ama özellikle küçük izleyici kitlesini kendinden uzaklaştırma pahasına o çok meşhur “daha ziyade büyüklere hitap eden seyirlik” kalıbına girme gibi bir çabası zaten yok! Neticede, ekibin, ilk filmden beri izlemiş olduğu bir rota var ve bu rotadan fazla sapmayı da gerekli görmedikleri ortada.
Dört kafadarı, Afrika’da bıraktığımız ikinci filmin sonrasında, Aslan Alex’in yaşadığı “New York özlemi” temalı rüyalar ile sokuluyoruz hikayeye. Savanların terletici, ucu bucağı olmayan fakat özgür ortamından sıkılan kafadarlar, önce teknik dehalarına ihtiyaç duydukları penguenlerin peşine, Monte Carlo’ya gidiyorlar. Bütün sakarlıklarına rağmen başarılı ve fazlasıyla şanslı bir buluşmanın ardından ise, New York’un yolunu tutuyorlar.
Tabi, kumarhane tantanası sebebi ile, katıksız bir psikopat olan Chantel DuBois’de ekibin peşine takılıyor! Münferit doldurulmuş hayvan kellelerinden oluşan, korkunç bir koleksiyona sahip olan DuBois’i bu göreve davet eden ise, koleksiyonuna dahil etmek istediği Alex!
DuBois ve adamlarından kaçan kafadarların kaçış bileti ise Avrupa’yı turlayan bir sirke sığınmak oluyor. Öyle ki, sirk Avrupa’lı izleyiciler tarafından tutulursa, Amerika’ya gitme gibi bir şansa sahip olacaklar! Alex ise, sirk çalışanlarının kanına girip, olağanüstü bir gösteri için gerekli motivasyonu sağlamak amacıyla ipleri eline alıyor.
Zaten kalabalık bir karakter skalasına sahip olan serinin bu devam filminde, nüfus biraz daha artmış durumda. Özellikle tüm sinir bozuculuğu ile Chantel DeBois, sirkin eski günlerinde tam anlamıyla bir efsane olarak anılan Kaplan Vitaly, tüm şapşallığı ile Fok Stefano ve tabi gerçek bir tasarım harikası olan, Julien’in aşk böceği Ayı…
Kalan kısım ise, ezberlerini pek de bozacak türden değil. En azından perdenin hakkını verecek ölçüde 3D müdahalesi, değme aksiyon örneklerine taş çıkaracak hareketli sahneler… Tabi Hans Zimmer imzalı müzikler ile birlikte, Katy Perry’nin yorumu ile Firework dikkat çekici gözüküyor.
Tabi şunu hatırlatmakta fayda var ki, Madagascar’ın bu son filmi, her yaştan izleyiciye hitap eden bir kısmı pırıltılı esprilere rağmen, hedef kitlesinden pek de sapan bir film değil! Klişelerin dışına taşmak yerine, mevcut animasyon tematiklerinin abecesini olduğu gibi kopyalayıp yapıştırıyor. Tabi ilgi çekici kısmı, bunu yaparken, işin eğlence kısmını göz ardı etmemesi.
Sözün özü, özgürlüğün ne demek olduğunu, sevgiyi ve dayanışmayı yeniden keşfeden karakterlerin hikayeleri son kozlarını da oynamış gibi duruyor. Tabi arka kapısı açık bırakılmış bir intikam öyküsü, muhtemel bir dördüncü filmin konusu olabilir!
Madagaskar 3: Avrupa’nın En Çok Arananları (Madagascar 3: Europe’s Most Wanted)
Yönetmen: Eric Darnell, Tom McGrath, Conrad Vernon
Senaryo: Eric Darnell, Noah Baumbach
Oyuncular: Ben Stiller, Jada Pinkett Smith, Chris Rock
Yapım: 2012 / ABD / 85 dk.