Yarım yüzyıllık tarihiyle sinemamızın en köklü film festivallerinin başında yer alan Altın Portakal‘a 10 yıl boyunca yön veren Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV), geçtiğimiz hafta yapılan Olağanüstü Genel Kurul’un ardından kayyuma devrediliyor.
Büyük ekonomik sorunlarla boğuşan ve Antalya Büyükşehir Belediyesi‘nin, koltuğa henüz oturan Başkanı Menderes Türel tarafından -teammüllerin aksine- devralınmayacağı açıklanan AKSAV‘a ve ve dolayısıyla Altın Portakal’a hizmet veren çalışanlar, bir bildiri ile sorunlarını kamuoyuyla paylaştılar. Mustafa Koç imzasıyla yayınlanan metinde şu ifadeler yer alıyor:
“Sinema dostlarımıza,
Antalya Büyükşehir Belediyesi el değiştirdi. Bu el değişikliğinin sonucu olarak Büyükşehir Belediyesi’nin proje ortağı, Altın Portakal Film Festivali, Antalya Televizyon Ödülleri ve Altın Portakal Şiir Ödülü’nün düzenleyicisi Antalya Kültür Sanat Vakfı’nın (AKSAV) varlığı son buluyor. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, başkan seçilmesinin ardından yaptığı açıklamaların birçoğunda AKSAV’ı devralmayacağını; Altın Portakal Film Festivali’ni Büyükşehir Belediyesi olarak yapacaklarını bildirdi.
AKSAV’ın maddi kaynakları son iki yılda Büyükşehir Belediyesi yönetimince budandıkça budandı. Budanmayan kısımları AKSAV’ın kötü yönetilmesi nedeniyle heba edildi. Kısacası AKSAV battı; batırıldı. 24 Mayıs’ta yapılan olağanüstü genel kurulda yönetime aday olan çıkmadı. 31 Mayıs itibariyle tüm çalışanların çıkışı verildi. Bu tarihten itibaren kayyum süreci başlayacak. AKSAV çalışanlarının 10 gün içinde AKM ve Cam Piramit’ten çıkması için Büyükşehir Belediyesi tarafından yazılı ihtar çekildi.
Son bir yıldır maaşlarını düzenli alamayan AKSAV çalışanları; aylar boyunca gecenin saat ikisine üçüne kadar çalışarak, küçücük bütçelerle Altın Portakal Film Festivali’ni bugünlere getiren festival emekçileri dört aydır evine ekmek götüremiyor. 31 kişi utanç içinde yaşıyoruz, evimizin kapısını elimiz titreyerek açıyoruz. Düşürüldüğümüz durumu dile getirmek zorunda kalmak daha da utanç verici.
Konuyla ilgili yapılan görüşmede Başkan Türel’in arkadaşlarımıza verdiği yanıt şu şekilde: “Personeli mağdur etmeyeceğiz, ancak kıdem tazminatları ve AKSAV’da birikmiş alacaklarınız konusunda hukuki olarak yapabileceğimiz bir şey yok…”
AKSAV çalışanlarının mağduriyeti işsiz kalmaktan, taşeron şirketler aracılığı ile işe alınmamaktan daha çok birikmiş alacaklarıyla ilgili. AKSAV’ın çaycısı 20 yıldır AKSAV’da çalışıyor. Beşer yıl süreyle dört Belediye Başkanı’na, onlarca AKSAV yöneticisi yüzlerce AKSAV çalışanına, binlerce festival konuğuna çay taşıdı, kahve taşıdı. AKSAV’ın kaynakçısı, sesçisi, ışıkçısı, marangozu, elektrikçisi, şoförü, 16 – 18 yıldır çalışıyor. AKSAV çalışanlarının bir bölümünün işe alınması değil; çalışanların tümünün kıdem tazminatlarını, beş yıldır verilmeyen ikramiyelerini, dört aydır verilmeyen aylık ücretlerini almaları önemli. İnsanlar ev kredisi, evlilik kredisi, çocuklarının okulu için ihtiyaç kredisi çektiler. Emekli olanlar kıdem tazminatlarını alamadılar, emekliliği yaklaşanlar çocuklarını evlendirmek için kıdem tazminatlarına güveniyorlardı.
AKSAV’ın Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden alacağı olan 2 milyon 900 bin lirayla ilgili mahkemeden AKSAV lehine karar çıkması; bu paranın AKSAV’a ödenmesi birikmiş kamu alacaklarıyla birlikte, işçi alacaklarının da ödenmesini sağlayabilir. AKSAV’ın Büyükşehir Belediyesi ile ilgili alacağı Türel döneminin AKSAV yöneticileri tarafından da biliniyor; ayrıca bu bilgi kendileri tarafından Türel’e iletildi. AKSAV personelinin tek umudu mahkemenin AKSAV lehine sonuçlanması, iflas durumunda işçi alacaklarının kamu alacaklarıyla birlikte öncelikli alacaklar statüsüne girmesi. Hukuki sürecin hızlanması için Menderes Türel’in göstereceği duyarlılık bunu sağlayabilir. Sorunun hukuki boyutu yanında vicdani boyutunun da altını çizmek istiyoruz. Konuyla ilgili çözüm odaklarının, sağduyularına olduğu kadar vicdanlarına da sesleniyoruz.
AKSAV en geç ay sonunda AKM ve Cam Piramit’ten çıkarılmış olacak. AKM ve Cam Piramit’de bulunan tüm makineler; ses, ışık, görüntü sistemleri ile ilgili cihazlar, tüm mobilyalar, AKM’de kullanılan piyanolar, çeşitli sanat eserleri (tablolar, ki içinde Sakıp Sabancı Vakfı’ndan AKSAV’a vakfedilen birkaç eser de var, AKM içindeki ve park içindeki heykeller), şu an Behlül Dal Sinema Müzesi’nde bulunan Behlül Dal’ın AKSAV’a vakfettiği materyaller, tüm festivaller boyunca basılmış binlerce kitap, 20 yıllık her türlü bilgi ve belgenin ne olacağı, nereye taşınacağı meçhul.
Türel, belediye başkanlığının ilk döneminde şunları söylemişti:
“Festival yapmak profesyonellerin işidir. Belediye Başkanları’nın ya da Yönetim Kurulları’nın işi festival düzenlemek değildir. Festivalin konsepti bir ‘üst kurul’ tarafından belirlenir, konusunda deneyimli bir ekip tarafından uygulanır. Herkes bu kurulun istediklerini yapmakla mükelleftir.”
Bu doğru bir bakış açısıdır. Biz AKSAV’ın festival ekibi olarak bu cümleye şunu ekliyoruz: Bu Festival Ekibi, kentin dinamiklerini içine alan, kenti tanıyan ve hassasiyetlerini bilen, dolayısıyla Antalya’da yaşayan bir Festival Ekibi olmalıdır. Tabi ki sektörden danışmanlarımız olacaktır, ki vardır. Ancak Altın Portakal’ın genel koordinasyonu mutlaka ve mutlaka Antalya’da oluşturulan festival ekibinde olmalıdır. Bu olmadığı zaman ne yaparsanız yapın, kimi getirirseniz getirin kent festivali sahiplenmiyor.
50 yıllık geçmişine rağmen Altın Portakal’ın birinci derecede sorunu, kalıcı ve kaliteli bir festival ekibini oluşturamaması ve dolayısıyla kurumsallaşamamasıdır.
Festivalleri kurumsallaştıran en önemli unsur, ulusal / uluslararası sinema sektörü, ulusal / uluslararası sinema kurumları ve bakanlık ile festival arasındaki bağlantıları kuran ve ilişkileri düzenleyen kalıcı bir festival ekibidir.
Bu ekibin yerel seçimler nedeniyle her beş yılda bir değişmesi hem festival hafızasını yok etmektedir, hem de 5 yıl içinde işi öğrenen, profesyonelleşen kadronun dağılmasına sebep olmaktadır. Bu durum sadece bizler açısından değil sinema sektörü açısından da sıkıntılıdır. Çünkü onlar da her beş yılda bir farklı muhataplarla karşılaşmaktadır.
AKSAV çalışanlarının, içine düşürüldükleri durumdan kurtulmaları için kamuoyu desteğine, öncelikle sinema dostlarının desteğine ihtiyaçları vardır.
Sesimizi duyun, duyurun diyor; içten sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz.