Şahane Misafir’in yönetmeni Ferzan Özpetek‘in urumunu ben biraz da milli takım tercihini Almanya’dan yana kullanan Mesut Özil’inkine benzetiyorum. Özpetek, Türk sineması yerine İtalyan sineması içinde varolma tercihini devam ettiriyor ve kimbilir belki de iyi yapıyor. İnsanların tercihlerini yargılamak bize düşmez. Yeteneklerini farklı alanlarda sergiliyor olsalar da, kalite anlamında da Mesut Özil’le Ferzan Özpetek arasında paralellik var bana kalırsa. İkisi de misak-ı milli sınırlar içindeki meslektaşlarının çoğundan daha kaliteli bir üretim ortaya koyuyorlar.
Ege Görgün (Landlord)
Şahane Misafir Özpetek sinemasının alışıldık ve vazgeçilmez unsurlarıyla oluşmuş bir hikaye. Kendiyle, hayatıyla ilgili keşiflerin eşiğinde olan yalnız bir anakarakter, gizemli yabancılar ve finalde açığa çıkacak yürek burkan bir saklı gerçek. Ancak bu unsurlardan yola çıkan önceki iyi filmleriyle kıyaslandığında eksik olan bir şey ya da bir şeyler var Şahane Misafir’de. Özpetek bir yüzeysellik tuzağına düşüyor bu filminde. Ne o ana karakterini yeterince tahlil ediyor, ne de bize onun psikolojisini anlamamız için yeterince ip ucu veriyor. Ayrıntı bulamıyorsunuz hikayede. Oysa misal, Karşı Pencere’de trabzanlarda bırakılan un izleri bile ne kadar önemli anlamlar yüklüydü ve tabi o pastalar…
Yan karakterlerin hikayeye yedirilmiş değil de, yapıştırılmış gibi durması bir başka sorun. Yan karakter demişken… Özpetek’in zaman zaman oyuncu kadrosunda kendi ülkesinden isimlere yer verme adeti var. Son filminde cismiyle yer bulan şanslı Türk bu kez Cem Yılmaz oluyor. Ama uyarmak Ters Ninja’nın boynunun borcu: Türkiye’de kullanılan afişin ve seçilen Türkçe ismin manipulasyon tuzağına düşmeyin sakın. Bu alıştığımız anlamda bir Cem Yılmaz filmi değil. Zaten bu bir Cem Yılmaz değil. Yalnızca buğulu sesi ve şarkılarıyla dahil olmasına rağmen Sezen Aksu bile filmde Cem Yılmaz’dan daha görülür bir pozisyonda.
Cem Yılmaz ana karakter olacak diye bir kaide yok elbette. Ama bana kalırsa Özpetek, Cem Yılmaz’ın yıldız ışığından yararlanma ve filmini seyirciye daha cazip kılma fırsatını kaçırmış. Vizontele ve Organize İşler’de de yan karakter oynayan Cem Yılmaz’ın az bir rolle de çok ışıltı yaratabildiğine şahit olmuştuk. Ama Şahane Misafir’de öyle olmuyor. Bir yanıyla komedi olan filmin Cem Yılmaz’a daha çok ihtiyacı olduğu kendini ayan beyan belli ediyor. Hoş, Cem Yılmaz’ı komik unsur olarak kullanmak da bir zorunluluk değil. Yavuz Turgul Av Mevsimi’nde Cem Yılmaz’ın yıldız ışığını ona komiklik yaptırmadan ortaya koymayı başarmamış mıydı? Kısacası elindeki malzemeden yeterince yararlanamamış Özpetek ve Cem Yılmaz’ın varlığı bir pazarlama stratejisinden öte bir şey değilmiş gibi kalmış filmde.
Özpetek’in gizem örgüsünü ustalıkla kurduğu filmlerini de aratır cinsten Şahane Misafir. Bu sorun yüzünden finale giden yolda yeterince meraklanmıyor izleyici, dolayısıyla hikaye de sürükleyiciliğini kaybediyor. Debisi düşük bir akışla geldiğinizde finale, kaçınılmazla karşılaşıyor ve önünüze serilen gerçeğin size yaşatması gereken tatmin duygusundan mahrum kalıyorsunuz.
Özetlersek… Şahane Misafir Özpetek’in başta övgüler dizdiğimiz yeteneğini yansıtan bir film değil ne yazık ki. Genelle kıyaslandığında belki “yeterli”, ancak Özpetek sinemasının parametreleriyle değerlendirildiğinde ancak “vasat” olarak nitelendirebileceğiniz bir film.
Şahane Misafir
(Magnifico Presenze – Magnificent Appearance)
Yönetmen: Ferzan Ozpetek
Senaryo: Ferzan Ozpetek, Federica Pontremoli
Oyuncular: Elio Germano, Paola Minaccioni, Beppe Fiorello
Yapım: 2012 / Ita / 105 dk.