Bram Stoker’ın Drakula’sı sayısız kereler boy gösterdi beyazperdede. Sinema Drakula’ya ilgisini hiç kaybetmedi, asla da kaybetmeyecek. Bu aşkı daha iyi anlayabilmek için 1931 tarihli Drakula’nın hikayesini bilmek filmi seyretmek kadar önemli.
Bram Stoker’ın romanı sinemaya ilk olarak 1922’de Alman ekspresyonist F.W. Murnau tarafından Nosferatu adıyla taşınır. Bu projeyi izin almadan ve telif ödemeden hayata geçiren Murnau, Drakula’nın değil ama Stoker’ın dul eşinin gazabından kurtulamaz. Öfkeli kadın filmin bütün kopyalarını imha etmek için elinden geleni yapar. Bu sırada acar bir film yapımcısı olan Carl Laemmle Jr. Drakula’nın gişe potansiyelini keşfetmiş ve Stoker’ın kitabını yasal olarak ikinci kez sinemaya taşımak için kolları sıvamıştır. Laemmle Drakula’yı Lon Chaney’nin oynaması konusunda çok isteklidir ama Chaney’nin MGM’in sanatçısı olması bu işi zora sokmaktadır. Bir süre sonra bu “zor” imkansıza dönüşür. Chaney gırtlak kanseri yüzünden hayata veda etmiştir çünkü. Ülkenin içinde bulunduğu Büyük Buhran filmin bütçesini de olumsuz etkileyince Laemmle oyuncular konusunda ucuz seçenekler aramaya başlar. Gündeme halihazırda Broadway’da Dracula’yı canlandıran Macar bir aktör gelir: Bela Lugosi. Laemmle, Lugosi için hiç istekli değildir ama Lugosi yoğun lobi faaliyetleri ve ücreti düşük tutma taktiği rolü kapar.
Film nihayet 14 Şubat 1931’de gösterime çıkar. Gazetelere göre filmi seyredenler içinde bolca ayılan bayılan olmuştur. Tabi bu haberler daha çok Laemmle’nin girişimleri sonucu çıkmış asparagaslardır. İnsanlar bu sayede artık sırf meraktan bile olsa gelip filmi göreceklerdir. Drakula’nın gişesi beklenenden de iyi olur.
Siz artık merak edip görmek mi istersiniz yoksa arşivinize mi katarsanız bilemem ama DVD formatında yayınlanan bu filmi izleyin derim. Hızınızı alamazsanız Dracula’nın başarısı üstüne apar topar çekilen yine 1931 tarihli Frankenstein’ı ve 1944 tarihli Frankestein’ın Evi (House Of Frankenstein) isimli filmleri önerebilirim size.