BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Vizyon

Gözlerini Kırp: Kışkırtıcı Bir Sosyal Gerilim

Kendini toplum içinde sürekli “av” gibi hissetmenin ne demek olduğunu bilmeyen erkeklerin bu filmden kadınlar kadar etkilenmeleri ne yazık ki mümkün değil.

Aktris kimliğiyle tanıdığımız Zoë Kravitz‘in kışkırtıcı ilk yönetmenlik denemesi olan Blink Twice (Gözlerini Kırp),hakkında ne kadar az şey bilirseniz izlerken o kadar fazla zevk alacağınız filmlerden. Dolayısıyla bu yazının da eser miktarda da olsa sürprizbozan içerebileceğini baştan belirtmekte fayda var. 

Bir bağış toplama gecesinde, kokteyl garsonu olarak çalışan Frida (Naomi Ackie) ve Jess (Alia Shawkat)misafir kılığında kalabalığın arasına karışır. Yaşanan komik bir kaza sonucu teknoloji milyarderi Slater King (Channing Tatum) ile tanışan ikili, onun yeni satın aldığı gözlerden uzak adasında muhteşem bir tatile davet edilir. Bir grup başka insanla beraber, adadaki şampanya ve uyuşturucunun su gibi aktığı bu bitmek bilmeyen partiye katılan Frida, zamanla bu cennet bahçesinde işlerin pek de göründüğü gibi olmadığını hissetmeye başlar. 

Midsommar’dan Don’t Worry Darling’e, Shutter Island’dan The Stepford Wives’a kadar işlerin hiç de göründüğü gibi olmadığı pek çok film ile kıyaslanacak olan Blink Twice için en doğru benzetme Jordan Peele‘nin Get Out‘u olacaktır. Çünkü yapım aşamasındaki adıyla Pussy Island, söyleyecek sözü olan ama izleyiciyi eğlendirmeyi de asla unutmayan bir sosyal gerilim. Adam Newport-Berra‘nın aydınlık sinematografisi güçlü olduğu kadar zarif. Kurgu ise karakterlerin halüsinojenler ve alkolle yavaşlamış zihinlerinin aksine hızlı ve sarsıcı. Noami Ackie başroldeki performansıyla zirvede ama filmin gizli yıldızı bugüne kadarki filmografisi çok da parlak olmayan Adria Arjona.

Blink Twice, yüzeysel bir bakışla, adada günler geçtikçe daha korkunç hale gelen bazı olayları anlatan kendi halinde bir korku filmi gibi görülebilir. Ancak film, motivasyonunu toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ırkçılık ve #MeToo akımı gibi pek çok konudan alıyor. Zoë Kravitz’in E.T. Feigenbaum’la beraber yazdığı senaryo, güç dinamiklerine ve cinsiyete dayalı toplum modeline acımasızca kafa tutuyor.  Anlatısal olarak didaktik bir ders vermeye çalışmayan ama şakacı ve tehditkâr üslubundan da taviz vermeyen Kravitzfilmiyle izleyiciyi sıradışı bir yolculuğa çıkarıyor ve yol boyunca omuzlarından tutup sarsmayı ihmal etmiyor. 

Elbette filmi izleyen herkes böyle hissetmeyecek. Kendini toplum içinde sürekli “av” gibi hissetmenin ne demek olduğunu bilmeyen erkeklerin bu filmden kadınlar kadar etkilenmeleri ne yazık ki mümkün değil. Hatta muhtemelen bir miktar sinirlenecekler çünkü Blink Twicekorku filmlerinde kadın bakışının gücünü ortaya koyarken “affetmek ve unutmak” fikrini tümüyle ters yüz edecek.

İlginizi çekebilir...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et