BİZİ TAKİP ET...

Sitede ara...

Bu Hafta Ne İzlesem?

Bu Hafta Ne İzlesem? -67-

Merhaba,

Pazartesi günü yeni bir dönem başladı. Artık beyazperdede film izlemek için aşı olmanız ya da son 48 saatte yapılmış negatif PCR testi sonucunuzu ibraz etmeniz gerekiyor ve elbette film süresince maskeleri çıkartmıyoruz. Çok sevdiğimiz sinema salonlarının açık kalması ve The Matrix: Resurrections, Dune gibi filmleri dev perdelerde izleyebilmemiz için bu önlemler gerekli.

Dokuz filmin vizyona girdiği, çok merak ettiğimiz bir dizinin yayına başlayacağı ve çok sevdiğimiz Kutlukhan Kutlu’nun konuk olduğu yeni sayımıza hoş geldiniz.

beIN CONNECT

Bu hafta platforma iki iddialı dizi geliyor ve ikisi de ABD yayınından 24 saat sonra olmak üzere 13 Eylül’den itibaren pazartesi günleri birer bölüm şeklinde yayınlanacak:

  • Jessica Chastain ve Oscar Isaac’in rol aldığı, Ingmar Bergman’ın aynı adlı başyapıtından The Affair yaratıcısı Hagai Levi tarafından uyarlanan, Amerikalı bir çiftin evliliklerindeki sıkıntıları ve geçimsizlikleri konu edinen HBO yapımı mini dizi Scenes From a Marriage.
  • Jeff Daniels ve Maura Tierney’in başrolleri paylaştığı, ABD’nin küçük bir kentinde sevdiği kadının oğlu cinayetle suçlanan bir polis şefinin başından geçen olayları konu edinen Showtime dizisi American Rust.

Ayrıca; Kevin Costner ve Diane Lane’in başrolde yer aldığı, 1960’larda emekli bir şerif ve karısının tehlike altındaki torunlarını kurtarabilmek için hayatlarını riske atmalarını anlatan Gitmesine İzin Ver / Let Him Go, sinemalardan sonra ilk kez, pazar günü yayınlanacak.

Amazon Prime Video

Montreal şehir merkezinde güzel bir çatı katına taşındıktan sonra sokağın karşısındaki garip komşularının cinsel hayatıyla ilgilenmeye başlayan genç bir çifti konu eden The Voyeurs yarın yayında olacak. Masum bir merakla başlayan bu ilgi, komşulardan birinin diğerini aldattığını öğrendiklerinde yavaş yavaş sağlıksız bir takıntıya dönüşüyor ve ölümcül sonuçlara yol açıyor. Unutulmuş “erotik gerilim” türüne yeni bir soluk getirmesi beklenen film izleyicilere “İzlemek ne kadar doğru?” sorusunu yöneltiyor.

Netflix

9 Eylül: Kan Kardeşler: Malcolm X ve Muhammed Ali, şans eseri başlayan dostlukları trajik bir şekilde sona eren isimlerin ilişkisini anlatan bir belgesel.

10 Eylül: Av Günü / Prey, beş bekâr adamın doğa yürüyüşü sırasında yaşadıkları dehşeti konu ediyor.

10 Eylül: Kate, son görevinde zehirlenen ve bunu kendisine yapanı bulmak için 24 saati olan bir suikastçı üzerine kurulu. Özel efekt çalışmalarıyla Oscar’a aday gösterilen Cedric Nicolas-Troyan’ın ikinci yönetmenlik denemesinde başroller Mary Elizabeth Winstead ve Woody Harrelson’a emanet.

15 Eylül: Korku filmi hayranları için haftanın filmi En Korkunç Masal / Nightbooks. Jessica Jones yıldızı, genç cadı rolünde.

15 Eylül: Schumacher, yedi kez Formula 1 şampiyonu olan ismin samimi bir portresi.

MUBI

Öneri programımız kapsamında bir arkadaşını bültenimize abone yapan herkese bir aylık MUBI üyeliği hediye ediyoruz. Bu bağlantıdan abone olduklarına emin olduktan sonra detayları bizimle paylaşın ve üyelik kazanın.

09 Eylül: Amerika’nın ruhunu kurtarmak için(!) şeytana tapan bir organizasyon kuran Lucien Greaves’in peşinden giden belgesel Yaşasın Şeytan? / Hail Satan?, Sundance’te gösterilmişti.

10 Eylül: Gürcistan’daki gösterimleri homofobik grupların saldırısına uğrayan Ve Sonra Dans Ettik / And Then We Danced MUBI’ye geliyor. Ters Ninja’da yayımlanmış eleştirisi burada.

11 Eylül: Üst üste RoboCop, Total Recall ve Basic Instinct çektikten sonra En Kötü Film dahil 7 Razzie kazanan Showgirls ile çıkagelen Paul Verhoeven’ın bu sansasyonel işini görmediyseniz, işte fırsat diyoruz.

12 Eylül: Yılmaz Güney-Şerif Gören iş birliğinin ürünü Endişe, Adana’nın ve Çukurova’nın vahşi endüstrileşme sürecini betimleyen, etkileyici bir sınıf filmi. Genç yaşta aramızdan ayrılan Erkan Yücel‘in ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu tekrar hatırlamak isteyenler için de biçilmiş kaftan.

13 Eylül: Kadınla erkeğin birbirine duyduğu ihtiyacı cinsellikten arındırarak anlatan Lucile Hadzihalilovic filmi Evrim / Évolution, özellikle sinematografisiyle göz dolduruyor.

14 Eylül: Genç bir anne, yeni doğmuş çocuğunu sokağa bırakmak zorunda kalır. Küçük Serseri, tesadüf eseri bebeği bulur, onu kanatları altına alır ve aralarında olağanüstü bir bağ gelişir. Aradan beş yıl geçer ve çocuğun annesi aniden ortaya çıkarak onların ilişkisini sarsıntıya uğratır. Charlie Chaplin filmi Yumurcak / The Kid, MUBI’ye geliyor.

15 Eylül: Bir ailenin gözlerden uzak evlerinin hemen yanında kalabalık bir otoban açılınca huzurlu yaşamları tehlikeye girer. Modern dünyanın gürültüleri ve kokuları evlerine sızmaya başlar ve ailedeki her birey kendini aşırıya kaçan tehlikeli durumların içerisinde bulur. Isabelle Huppert’in başrolde olduğu Ev / Home, Uçan Süpürge’de FIPRESCI ödülü kazanmıştı.

IMDb Pro

NFB.CA

  • Kendi çiziminin içine girerek doğayı keşfeden bir ressamı konu eden 7 dakikalık animasyon Mindscape, herhangi bir diyalog içermiyor. Pinscreen animasyon tekniğinin ustalarından, bu sene kaybettiğimiz Jacques Drouin’ın 6 filmine bu sayfadan ulaşabilirsiniz.

Le Cinéma Club

İçinde Yaşamak İstediğim…

Sevdiğimiz isimlere “içinde yaşamak istedikleri film ya da diziyi” sormaya devam ediyoruz. 21. konuğumuz Kutlukhan Kutlu.

İnsan bir distopyanın içinde yaşamak ister mi?

İçinde yaşamak üzere Ridley Scott’un bu ölümsüz karanlık gelecek tasvirini seçtiğimi gördüğünüzde bu soruyu sorabilirsiniz…

Ama elbette ki bir filmin içinde yaşamakla o filmin resmettiği gibi bir dünyada yaşamak aynı şey değil. Yoksa bizim için artık iki sene önceye, filmin yapıldığı zaman içinse otuz yedi sene sonraya denk gelen 2019 Los Angeles’ının insanları, o havası kirli, yağmuru kirli, gün ışığının sokaklarına ulaşmakta güçlük çektiği, neredeyse daimi bir karanlığın içinden devasa binaların yükseldiği bu megalopolde yaşarken, Ridley Scott ve görsel sanatçılarının çevrelerinde inşa ettiği estetik abideyi takdir edebiliyor mudur? O günden bugüne filmin kendi adıyla anılan bir manzara ve atmosfer içinde yaşadıklarını? Etraflarında yükselen kentin cam ve çelik yığınları değil de insanlığın yüzyıllar içinde biriktirdiği birçok farklı estetik yönelimin izini taşıyan muazzam taş yapılara yer veren bir mimari galeri teşkil ettiğinin farkında mıdırlar? Uç noktaya götürülmüş bir kozmopolit karışımın ortaya çıkardığı çokdilliliğin, bu ölmeye yatmış dünyada henüz capcanlı bir ses zenginliğinin içinde yaşadıklarının? Filmin hayranlarının içinden hâlâ farklı farklı “şehrin sesleri” toplamaları çıkaracağı o işitsel göbek bağının? Ve tüm bu ses manzarasına sinmiş, hem fütüristik hem melankolik ancak daha tamamen mağlup edilmemiş bir merakla -dolayısıyla da ümitle- dolu o efsanevi Vangelis synth müziğinin? Şehrin buhar ve neon ışığı basmış, ıslak ve karanlık sokaklarını arşınlarlarken, Demis Roussos’un uzaktan uzağa Arapça hissi veren uydurma bir dilde sözlerle anlattığı “geleceğin öyküleri” (Tales of the Future şarkısı) kafalarının içinde yankılanıyor mudur?

Filmin formunun zirvesinde sanatçılarla inşa ettiği bu görsel-işitsel güzelliğin kendisi, şüphesiz benim için asli cazibe kaynağı. Yine de varlıklıların refahlarını da alarak çoktan terk ettiği bu kıyamet-ertesi manzarasında bana cazip gelen bir şey varsa… O da bu Cennet’ten düşmüş meleklerinki misali bir geride bırakılmışlığın kader ortaklığında, iç içe ve yan yana duran dillerde ve kültürlerde kendini ifade eden bir sıcaklık, bir umut kırıntısı oluyor.

Nihayetinde her zaman distopyanın bir değişim çağrısı içerdiği için ütopyadan daha ümit dolu bir anlatı türü olduğunu düşünmüşümdür. O yüzden Blade Runner yaklaşık kırk senedir o dünyada yaşayan parçam için birlikteliğin cazibesine dair bir düşken, burada yaşayan parçam içinse dünyayı vahşi kapitalist bir ekolojik yıkıntıya çevirmemeye yönelik bir ikaz olmayı sürdürüyor.

Eşyanın Tabiatı

Loki’nin Maskesi – Maske

Çalışma arkadaşları tarafından hor görülen Stanley Ipkiss adındaki sessiz sakin bir bankacı, çaresizliğe kapıldığı bir akşam rıhtımda ahşap bir maske bulur ve hayatı kökünden değişir… Stanley ne zaman bu maskeyi taksa kendisini ve çevresini değişik şekillere sokabilen, yüksek enerjisi ve pervasızlığıyla ortalığı karıştıran yeşil yüzlü bir yaratığa dönüşür. Araştırmaları sonucu bu büyülü objenin fesatlık tanrısı Loki’ye ait olduğunu öğrenen Stanley, hoşlandığı Tina adlı genç kadınla beraber kendini suçluların arasında, büyük bir açmazın içerisinde bulacak ve maskeden uzaklaşmaya çalıştıkça ona daha çok ihtiyaç duyacaktır.

Modern Klasikler

İçimdeki Yangın / Incendies ile büyük çıkışını gerçekleştirdikten sonra A sınıfı Hollywood işlerine dümen kıran Denis Villeneuve, bilimkurgu türünün en büyük yönetmenleri arasına adını yazdırmayı çoktan kafasına koymuş. Şu sıralar, Alejandro Jodorowsky‘nin bir türlü gerçekleştiremediği, gerçekleştiren David Lynch‘in ise altından kalkamadığı Dune‘a hak ettiği filmi kazandırmakla uğraşan Villeneuve, bir önceki projesinde, bir diğer bilimkurgu kanonuna enfes bir devam öyküsü yarattı: Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı. Ridley Scott‘ın görsel mirasına halel getirmeyen ve felsefi açıdan Philip K. Dick‘in dünyasına daha çok yaklaşan Villeneuve, hem ilk filmin saçlarına aklar düşmüş hayranlarını hem de türle yeni yeni tanışan genç kuşakları tatmin ederek imkânsız bir görevden alnının akıyla çıktı. Deckard Muamması ise aradan geçen zamana ve devam filmine rağmen hâlâ yerli yerinde.

Vizyonda Ne İzlesem?

🏦 İnsanlar İkiye Ayrılır: BluTV dizisi 7 Yüz’e ek niteliğinde çekilen sinema filmi, Tunç Şahin imzasını taşıyor. Antalya’da En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında Altın Portakal’a layık görülen film, görevleri bankaya borcu olan insanlardan tahsilat yapmak olan ve bu uğurda kişilere psikolojik baskı uygulayan iki kadını konu ediyor.

💧 Durgun Su / Stillwater: Spotlight ile Oscar kazanan Tom McCarthy’nin Matt Damon’lı filmi, hapse düşen kızını kurtarmak için Fransa’ya giden bir Amerikalının mücadelesini perdeye taşıyor.

👪 Z: Korku festivallerinde beğeniyle karşılanan 2019 yapımı film, 8 yaşındaki oğullarının hayali arkadaşıyla uğraşan bir çiftin korku dolu günlerini anlatıyor.

📚 Çok Satanlar / Best Sellers: Babasının yayınevini devralan bir kadının, eskinin meşhur yazarlarından birinin kendilerine “bir kitap yazma borcu” olduğunu fark etmesini anlatan filmde Michael Caine ile hasret giderebilirsiniz.

🗃️ Kara Kutu / Boȋte Noire: Bu Fransız geriliminde yetenekli bir analist, düşen uçaktaki kara kutunun gizemini çözmeye çalışıyor.

📩 Elli Kelimelik Mektuplar: 27 Mayıs 1960 darbesinde Yassıada’ya gönderilen Ahmet Tevfik İleri’nin yaşadıkları anlatılıyor.

🔫 Baturalp: Kahvehane işleten iki kafadarın mafyaya bulaşmasından espri çıkarmaya çalışan bilmem kaçıncı film olan yerli yapım; kıllı adamlar, küfürbaz şakalar, bolca silah ve ürkütücü derecede lümpenlik içeriyor.

📖 Suveydȃ: Mesut Uçakan’ın yeni filmi, 11 yaşında bir çocuğun hafız olmak için verdiği mücadeleyi anlatıyormuş.

⚰️ Sir-Ayet: Ölü Doğan: Yorum yok.

Ayrıca…

Yerli dizileri yurt dışına açan dijital platform Dramax’ı duydunuz mu? Ara yüz şimdilik sadece İspanyolca ve Arapça ama diziler elbette Türkçe.


Katkılarından dolayı Kutlukhan Kutlu, Ozancan Demirışık, Tanju Baran ve MUBI Türkiye’ye teşekkür ederiz.

Bültenin faydalı olduğunu düşünüyorsanız, 25 TL destek vermek için dijital teşekkür kartı satın alabilirsiniz.


 

İlginizi çekebilir...

Basın Bülteni

“Herkes için Adalet” ilkesiyle 14. kez sinemaseverlerle buluşacak olan Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen, Pınar Altuğ Atacan...

Advertisement

tersninja.com (2008-2022)

  • Bizi takip et