Hayat insanları savuruyor. Siz ne kadar geminizin kaptanı olmaya uğraşsanız da, hayat bazen geminizi istemediğiniz yönlere sürükleyebiliyor. Kimi zaman sevdiklerinizden uzağa… Kimi zaman yalnızlığa… Sevdiklerinizden haber alamayacağınız kadar uzağa… İşte sonra böyle çok gecikmiş veda yazılarına imza atmak zorunda kalıyorsunuz…
1995’ten beri basın denen tek dişi kalmış canavarın hizmetinde çalışıyorum. Pek çok insan tanıdım. Bu insanların çoğu beş para etmez tiynette insanlardı. Ama canavarın en çok bu hizmetkarlarını sevdiğini, kolladığını, yükselttiğini gördüm. Güzel insanlar da tanıdım. Sistemin bu insanları zaman zaman kullanıp, sonra sıklıkla harcadığına üzülerek şahit oldum. Ama geçmişten gelen bir güçle, bilgi birikim tecrübeyle, oluşturdukları sevgi çemberiyle basında var olmaya devam eden güzel insanlar da tanıdım. Onları hiç aklımdan, gönlümden çıkarmadım ve bana devam etme cesareti verdikleri için adlarını hep minnetle andım, anıyorum.
Cengiz Hadımlı onlardan biriydi. 90’lı yılların ikinci yarısında hakları ondan satın alınmış çizgi romanlar çıkarırken, yaptığım çocuk dergilerinde yine onun arşivinden seçilmiş çizgi romanları kullanırken sık sık rastlaşırdık Cengiz Abi ile. Daha çok o gelirdi bizim ofise ama benim de ona gittiğim olurdu. Muhteşem arşivine dalıp çizgi roman beğenirdim yaptığım dergiler için. O yıllarda Milliyet gazetesinin eklerini yapan Emre Aköz’ü de götürmüştüm kendisine. Ekte yayınlanacak çizgi roman bakıyordu Aköz. Ben de o eklerde kitap ve çizgi romanlar hakkında yazı yazan kişi olarak bir ustamı başka bir ustamla buluşturmuştum.
Cengiz Abi nezaket timsali, tam bir İstanbul beyefendisi, Sultaniye terbiyesi almış şık bir insandı. En lüks yerlerde yemesini, içmesini, oturmasını kalkmasını bilirdi. Ama gerektiğinde bir halk adamı olabilecek gönüle de sahipti. Bir öğlen ofisine gittiğimde beraberce yediğimiz menemen bunun en önemli şahididir. Ne o menemenin tadını unuttum, ne de Cengiz Abi’nin güler yüzünü. Yalvaç Ural’la tatlı didişmelerini, doyumsuz muhabbetlerini de tabi…
Ama hayat savuruyor dedim ya insanları… Beni savurdu ve aramıza senelerle ifade edilebilecek bir mesafe girdi Cengiz Abi ile. Belki 2001’den beri görmedim kendisini. Bir kez aradım halini hatırını sormak için, kızından rahatsız olduğunun haberini aldım. Artık ofise gelemiyordu, işlerini kızına devretmişti.
Sonra dün Enki Bilal’in Marmara Çizgi’den çıkan Paris’te Randevu adlı albümünü elime aldım okumak için. Kapağı ve ilk sayfayı çevirmemin ardından Cengiz Abi çıktı karşıma. İçim cız etti. Vesikalık bir fotoğraf, altında kısa bir özgeçmiş. Cengiz Abi’nin artık aramızda olmadığı gerçeğiyle ilk yüzleşme… Seneler var ki görüşmüyorduk ama o en azından oradaydı, biliyordum. Bu bilginin bile ne kadar değerli bir şey olduğunu fark ediş… Daha da kötüsü Cengiz Abi aramızdan ayrılmıştı ve ben bunu aylar sonra öğrenmiştim. Cenazelerle aram pek hoş olmamasına rağmen, Cengiz Abi’yi son yolculuğuna uğurlayamamış olmamın ezikliği… Nafile pişmanlıklar…
Cengiz Hadımlı sevenleri buluşturan bir köprüydü. O köprünün bir ucundan biz vardık, diğer ucunda Fatoş, Güngörmüşler, Zıpır, Can ile Afacan, Asteriks, Red Kit, Tom Miks, Teksas, Kinova, Pekosbil, Zagor, Teks, Martin Myster, Mister No, Kızıl Maske, Mandrake, Baytekin, Kaptan Swing, Nathan Never, Ken Parker, Tarzan ve daha pek çokları. 60’lı yıllardan bu yana çizgi roman adına ne okuduysayınız bu ülke de, neredeyse hepsinin altında Akan Ajans – Opera Mundi imzası vardır. Çünkü bu çizgi romanları yayınlama hakkı Cengiz Hadımlı’nın sahibi olduğu bu ajans aracılığıyla satın alınırdı.
Cağaloğlu geleneğinden gelen, basının artık giderek kaybolan güzel, hümanist, keyifli ve şerefli yüzünü temsil eden bir şahsiyeti daha sahneden çekilmiş oluyor Cengiz Abi’nin gitmesiyle.
Cengiz Hadımlı (04.04.1936 – 07.04.2008)
1936 Manisa doğumlu Ahmet Cengiz Hadımlı, 1957 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Üniversite eğitimi sırasında gazeteci amcası Ali Rauf Akan ile birlikte çizgi roman kitaplarıyla ilgili telif hakkı işleri yapmaya başladı. 1966 yılına kadar amcasının yanında Opera Mundi/ Akan Ajans firma adı altında asistanlık yaptıktan sonra, amcasının Avrupa’da yaşamaya başlamasıyla, Akan Ajans adıyla telif hakkı işlerini sürdürmüştür. Ülkemizde geçmişten bugüne çeşitli dönemlerde Hürriyet, Yeni Sabah, Cumhuriyet, Akşam, Vatan vb gazetelerde yayınlanan Güngörmüşler, Fatoş, Flash Gordon, Dedektif Nik, Hasbi Tembeler gibi striplerin yanı sıra, Amerikan King Features ve İtalyan Bonelli ürünlerini; Tom Miks, Teksas, Kinowa, Zagor, Teks, Martin Mystery, Mister No, Kızılmaske, Mandrake, Kaptan Swing, Ken Parker, Nathan Never, Temel Reis; Red Kit, Asteriks, Corto Maltese, Tenten, Blueberry, Cin, Enki Bilal, Thorgal gibi Fransız-Belçika çizgi romanlarını Türk çizgi roman okurlarıyla tanıştırmıştır.
Fotoğraf: www.seruven.org Bu adreste Cengiz Hadımlı ile yapılmış bir röportaja da ulaşabilirsiniz.
