Bastırılmış toplum, bastırılmış duygular ve arzular… 23. Uluslararası Adana Film Festivali Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması’nın bu yılki galibi Metehan Şereflioğlu’nun 7 Santimetre adlı kısa filmi, 16 dakika 30 saniye içinde Türkiye’de yaşayan insanların nasıl da dört bir yandan kısıtlanmış ve kendi ördüğü duvarlar içinde nefes alamaz hale gelmiş olduğunu anlatmayı başarıyor. Lise öğrencisi Erdem’in peşine takılan kamera saçının uzunluğundan kiminle arkadaşlık ettiğine, sigara içmesinden oyun oynamasına kadar attığı her adımda birileri tarafından ayıplanan ya da tenkit edilen gencin günlük hayatından kesitler sunuyor gibi yaparak baskıcı toplumun portresini çıkarıyor.
Dini baskıyla toplumsal baskının birbirini besleyerek güçlendiği günümüzde televizyon programında canlı yayında evlenmek serbest ancak bir kız öğrencinin, sınıfındaki erkek arkadaşıyla aynı banka oturması kızın hafifmeşrepliğinin göstergesi olarak yorumlanıyor. Aynı camiye giden erişkinler birbirine, baba oğluna, öğretmen öğrencisine, arkadaş arkadaşa çeşitli şekillerde tahakküm kuruyor.
Filmin görsel tasarımındaki en dikkat çekici ayrıntı kırmızı rengin kullanımı. Öğrencilerin kravatları ve etekleri, Erdem’in beresi ve tişörtü, yoldan geçen figüranın montu, kenarda duran otomobilin rengi, duvar yazıları, sırt çantaları, sıraların demirleri, tahta kalemi, tokat atılan yanak, berberin tarağı hatta kullanılan para (10 TL) bile kırmızının tonlarında. Şehvet ve arzunun rengi (ve elbette şehvet ve arzu) yaşamın her alanında, içimizde ancak bahsetmek de yasak kapılmak da. Bireylerin yapamadıklarını, eksikliklerini, elde edemediklerini kötü ilan edip bunlara sahip kişilere savaş açmaları üzerine vurucu bir film bu.
Görüntü yönetmeni Burçin Esin’i de yerli uzun metrajlarda bile az rastladığımız kalitedeki çalışması için ayrıca kutlamak lazım.