Televizyon tarihimizin fenomen dizilerinden Geniş Aile geçtiğimiz günlerde beyazperde de sevenleriyle buluştu. Geniş Aile: Yapıştır adıyla vizyona giren filmin tretmanında yine Rüya İşçileri senaryo grubundan İlker Arslan, Barış Erdoğan ve Meriç Demiray’ın imzası var! İlker Arslan, Barış Erdoğan ve Meriç Demiray’la Geniş Aile‘den, sinema sektörünün sorunlarına kadar uzanan keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Ercan Dalkılıç
Öncelikle şunu sormak istiyorum: “Geniş Aile”nin beyazperde serüveni nasıl başladı?
Barış Erdoğan: Oynadığı dönemde çok sevilmiş bir diziydi Geniş Aile. Şu an hala internette çok izlenen, TV’de de neredeyse her gün tekrarı yapılan bir dizi. Sinemamızdaki komedi türündeki yükseliş başlattı bu süreci. Yapımcı Ahmet Kayumtu birkaç istisna haricinde (İlker Ayrık ve Rasim Öztekin filmde yok.)eski ekibi yeniden topladı.
“Geniş Aile: Yapıştır”ıntretmanında sizin imzanız var. Tretmanın bu filme katkısı nedir?
İlker Arslan: Senaryoda tretman önemlidir. Fakat Geniş Aile‘nin senaryosunun başarısını sadece tretmana bağlamak doğru olmaz. Çok başarılı, dillere pelesenk olmuş diyalogları var Geniş Aile‘nin; Cüneyt İnay iyi bir mizahçı, biz de iyi bir mizahçıya sağlam bir yapı sunuyoruz. Bu yapı İnay’ın elinde iyi bir senaryo haline geliyor. Sadece Geniş Aile özelinde değil, başarılı olmuş bütün sinema filmlerinin, dizilerinin ortak özelliği iyi bir yapısı yani matematiği düzgün kurulmuş senaryoya sahip olmasıdır.
Bilmeyenler için soralım: Ne iş yapar tretman yazarı?
Barış Erdoğan: Tretman yazarı diye bir şey olmaz aslında. Senaryo yazarı vardır. Tretman senaryo yazımındaki en temel sürecin adıdır. Tüm filmin sahnelerinin düz metin olarak yazılmış halidir. İndeks kartlara da yazılabilir. Net bir yazım şekli yoktur. Bir filmin tretmanı 15 sayfa da olabilir, 35 sayfa da. Ne kadar ayrıntılı olmasını isterseniz ona göre ayarlarsınız. Genelde diyalog olmaz ama önemli gördüğünüz diyalogları ekleyebilirsiniz. Tamamen senaristin çalışma alanıdır tretman. Sorunları, komplikasyonları bu aşamada çözer. Tretmanı kilitlerseniz senaryo daha rahat yazılır.
Sektör olmaya doğru yürüyor sinemamız. Belki de sektör olmuş durumda. Piyasaya bakıldığında gerektiği kadar tretmana önem verildiğini düşünüyor musunuz?
Meriç Demiray: Sektördeki herkes ezberden konuşur bizde: Oyuncular, yapımcılar, yönetmenler bir işe girerken hep senaryosuna hayran olduklarını söyler. Ama sonra vizyona çıktığında işlerin battığını görürüz. Bu batan filmlerin çoğunun temel sorunu yapılarının yetersiz, ya da yanlış olmasıdır. Önem de verilmez buna aslında. Herkes senaryoya çok önem verdiği yalanını söyler. Zaten ayrılan bütçelere bakın; milyon liralara film çektiği söylenir, ama senaryolara çok komik miktarlar ayrılır. Çelişkidir bu: En önemlisi senaryo ise, neden bütçede en az ona yer ayrılır? Neden o kadar para yatırdığın bir işe kötü, birkaç haftada çalakalem yazılmış bir senaryoyla girersin?
