50. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film” seçilen Kusursuzlar bu hafta gösterime giriyor. Arkasında işini çok iyi yapan bir iletişim ajansı var ve Başka Sinema salonlarında gösterilerek gişe/ilgi yarışına +1 puan önde başlıyor. Umarım Düğün Dernek‘den daha çok izleyici bulur çünkü ondan fersah fersah başarılı. Peki, aynı Portakal’ın medyatik eleştirmenlerden en çok dayak yiyen filmlerinden, vizyon yüzü görmesi muhtemel olmayan Kısa Film‘e ne olacak? O, Kusursuzlar‘dan daha özgün ve ilgi çekici. Kim görecek, kim bilecek?
Serkan Çellik
Kısa Film, ülkemizin meşhur sınavı KPSS’ye girse öğretmen olup çevresini memnun edebilecekken film çekme sevdasına gençliğini adayan Ali Kemal Çınar‘ın otobiyografik öğeler taşıyan ilk uzun metrajı. Meslek edinmeyi düşünmediği bölümden mezun olalı yıllar olmuş ancak o senaryo yazıp kısa filmler çekmekte ve kendini geliştirme çabasında. Bekâr, ailesiyle yaşıyor, vaktini sinemaya tutkun arkadaşı Nazif ile geçiriyor. Bu sırada hemoroit hastalığı yüzünden acı içinde ancak ameliyat olacak parası yok. Ramin Matin‘in Kusursuzlar‘da sunduğu karakterlere bakalım biraz da. Biri anestezi uzmanı, diğeri eczacı. Doktor olana göre eczacı tıbbı kazanamadığı için haset içinde. Tabi ya, ülkedeki en saygın meslek, herkes çocuğu doktor olsun istiyor! Ama eminiz ki filmdeki Ali Kemal ve yönetmen Ali Kemal Çınar doktor olsalar yine mesleklerini yapmazlar. Onlar için hayat sinema. Ramin Matin içinse yaptığı bir iş, yönetmenlik bir meslek. Bunu Kusursuzlar‘ın her karesinden anlamak mümkün: Reklam estetiği, şekilcilik, zorlama mizansenler, öğrenilmiş davranışları kendi filminde tekrarlama çabası/çaresizliği.
Kısa Film‘de Ali Kemal’in dalıp gittiği sahneler var. Ne düşündüğünü hissedip, onunla dalıyorsunuz. Kusursuzlar‘da Lale’nin üzerinde anneannesinin elbisesi, elinde hortumla bahçeyi sularken dalıp gittiği bir sahne var; ya Revolutionary Road‘a öykünmüş diye burun kıvırıyor ya da en basitinden basitliğine gülüyorsunuz. 900 liraya, yaşadığı evde ailesini oynatarak uzun metraj çekmiş bir yaratıcı yönetmenin kusurlu(!) filmiyle, profesyonel bir ekip ve donanımla hazırlandığı belli olan, sinemamızda az görülmüş deniz sahneleri çekebilecek teknik yeterliliğe sahip, kusursuz olmaya oynayan fakat robotik seçimler yapmış bir yönetmenin filmi arasındaki farklardan yalnızca biri bu.
Kusursuzlar‘ın Çeşme’sinde trafik ne kadar planlıysa, Kısa Film‘in 21 plakalı araçları o kadar doğal. Öte yandan Kusursuzlar‘ın diyalogları çevresel seslerin en bol kullanıldığı sahnede bile tertemiz işitilirken Kısa Film‘i anlamak için bazen İngilizce altyazıyı okumanız gerekiyor ama olsun. Parası olan herkes ilkini yaptırabilir. Teknik yeterli olsaydı, Hollywood’dan gelen her film başyapıt olurdu. Alaçatı’nın rüzgâr efekti ne kadar yapay ve iç gıcıklayıcıysa, Diyarbakır’ın alçaktan uçan jetlerinin sesleri o kadar gerçek ve ürpertici. Ramin Matin‘in kamera arkasına epey kafa yorduğu ortada. Görüntü yönetmeninin de katkısıyla film şık görünüyor. Kamerayı her seferinde ilginç bir noktaya yerleştirme çabası olmasa, öyküyü taşıyan teknik yeterliliğe sahip olduğu söylenebilir. Ancak Ali Kemal Çınar gibi dili yok, fazlasıyla tanıdık.
Anlatmak istediğim Kusursuzlar‘ın kötü bir film olduğu değil. Zirveye ulaştığı iki sofra sahnesindeki yazım kalitesini filmin kalanına daha fazla yayabilseydi, oyuncularını bu kadar bağırtmasaydı, Lale’nin travmasını açıklamasaydı ve finalini hepten kesip atsaydı iyi bir film olabilirdi. Anlatmak istediğim Kısa Film‘in ondan daha kusurlu olmadığı. Altın Portakal’da bambaşka bir jüri çıkıp Kısa Film‘i “son yıllarda gördükleri en samimi iş” olarak tanımlayıp tüm ödülleri Ali Kemal Çınar ve oyuncu olarak görev alan ailesine dağıtabilirdi. Sonucun böyle olmaması, Kısa Film‘i daha az kişinin izleyecek olması dışında kimseye zarar vermedi. Başka Sinema ya da vizyonu olan bir dağıtımcı bu filmi insanlara ulaştırmalı. En yüksek anlarında François Ozon‘un Havuz‘unun yarısı kadar etkileyici olabilen öykünme bir öykü sırf iyi çekildi diye bu kadar alkışlanıyorken, ülkemizin en büyük mutsuzluk kaynaklarından “sevdiğin işi yapamamak” üzerine gerçekçi bir söylem olan Kısa Film de hak ettiği kadar kişinin karşısına çıkabilmeli.
Kısa Film (Kurte Fîlm)
Yönetmen: Ali Kemal Çınar
Senaryo: Ali Kemal Çınar
Oyuncular: Ali Kemal Çınar, Seyithan Çınar, Nazif Coşkun
2013 / Türkiye / 62 dk.
Kusursuzlar (The Impeccables)
Yönetmen: Ramin Matin
Senaryo: Emine Yıldırım
Oyuncular: Esra Bezen Bilgin, İpek Türktan, İbrahim Selim, Mehmet Ali Nuroğlu
2013 / Türkiye / 95 dk.