İntro: Mutsuzluk büyüdükçe öğrenilen bir kavramdır. Sistem mutsuz insan sever. Çünkü mutsuz insan daha çok tüketir, tükettirir. Mutlu insan ise elindekiyle yetinmesini bilir. Elindekiyle yetinmesini bilen insan paylaşmayı da bilir. Sistem yetineni sevmez, paylaşandan nefret eder. ( Burada bahsi geçen paylaşımlar vergiden düşülen, TV’de reklamı yapılan paylaşımlardan değillerdir.)
Ben işte ya!
Anlatamadım Galiba
Ararsan görmesi kolaydır
Seni mutsuz eden şeyleri
Ama biraz çabayla görmesi
Daha kolay olur
Seni mutlu edecekleri.Mutsuz olursan mutsuz edersin
Mutsuzlukları daha da üstüne çekersin.
Çok geç kalmadan anlarsan
Mutsuz olmamanın gerçek mutluluk olduğunu
Hayatın keyfini sen sürersin.
Son Söz:
İşin bir de fizyolojik açıklaması var tabi. Mutsuzluk bir alışkanlık haline dönüşebilir. Zamanla mutsuz olduğunuzu hissettiğiniz zaman salgılanan vücut kimyasallarına müptelalık geliştirebilirsiniz. Bünyede belirli aralıklarla mutsuz olma ihtiyacının zuhur etmesi anlamına gelir bu. Bu “arabesk” kişilik hayatı hem kendi, hem de başkaları için zorlaştırır. Tıp istese bu sorunu hemen çözebilir elbette. Ama o zaman psikologlar, psikiyatrlar, anti-depresan üreticileri, boşanma avukatları, kredi kartıyla mutluluğun satın alınabileceğinde ısrarcı reklamlar yapan bankalar ne yer ne içer.