Bu hafta yedi film vizyona giriyor. Yönetmenliğini Todd Phillips’in yaptığı Felekten Bir Gece 3 (The Hangover 3) filmi Ali Abaday’ın kaleminden sizlerle. Serkan Çellik, Louis Leterrier yönetmenliğindeki Sihirbazlar Çetesi (Now You See Me) filmini değerlendirirken; Ercan Dalkılıç‘sa Derviş Zaim‘in son denemesi Devir‘i sizler için mercek altına alıyor. Herkese iyi seyirler.
Felekten Bir Gece 3
The Hangover 3
Yönetmen: Todd Phillips
Senaryo: Todd Phillips, Craig Mazin
Oyuncular: Bradley Cooper, Ed Helms, Zach Galifianakis, Justin Bartha
Yapım: 2013 / ABD / 100 dk.
Son dönemin en iyi komedisi olarak görülen Felekten Bir Gece (Hangover) serisinin son bölümünde Phill, Stu, Alan ve Doug yine birarada ancak bu sefer bekarlığa veda partisi olmadığı gibi daha az güldürüyorlar. Çok yakın üç arkadaşın bekarlığa veda partisi için Las Vegas’a gitmeleriyle başlayan, ertesi gün ise içlerinden birinin kayıp olması ve diğerlerinin gece hakkında hiçbir şey hatırlamaması temeline dayanan Felekten Bir Gece (Hangover) beklenmedik bir ilgiyle karşılaşmıştı. Yapımcıları ve oyuncuları da şaşırtan bu başarı üzerine serinin devam filmi çekilmişti. Hatta Felekten Bir Gece öyle bir duruma geldi ki ardından yetişkinlere yönelik, cinsel içerik ve küfür barındıran komediler yeniden popüler oldu.
Serinin son filminde ekip yine yeniden bir araya geliyor ancak bu sefer bekarlığa veda partisi yok. Bangkok’ta hapishanede tutuklu bulunan Leslie Chow (Ken Jeong) çıkan bir isyanı kullanarak kaçmayı başarır. Bu esnada ABD’de Alan (Zach Galifianakis) satın aldığı zürafayı eve götürürken alçak bir köprüye aldırmaz, kafası kopan zürafa yüzünden 20 araçlık bir kaza oluşur. Alan’ın yetişkin olmasına karşın çocuk gibi davranmasından bıkan babası Sid (Jeffrey Tambor) onunla tartışırken kalp krizi geçirir ve ölür. Cenazeden sonra bir araya gelen Phil (Bradley Cooper), Stu (Ed Helms) ve Doug (Justin Bartha) Alan’ın tedavisini bıraktığı için daha kötü olduğunu öğrenirler. Aile ve arkadaşlarıyla yapılan bir toplantı sonrası Alan Arizona’da bulunan bir rehabilitasyon merkezine gitmeyi kabul eder. Tabii bu yolculukta “kurt sürüsü” dediği arkadaşları da onunla gelecektir.
Ekip Arizona’ya giderken Marshall (John Goodman) ve adamları tarafından kaçırılır. Marshall zamanında bir Arap şeyhinden 42 milyon dolarlık altın çalmıştır. Ne var ki bu altınlar yolda iki araç tarafından götürülürken biri Chow tarafından kaçırılmıştır. Chow’un konuştuğu tek kişi Alan olduğu için Marshall Doug’u yanına alır ve kendisine altınlarını geri getirmesi için ekibi serbest bırakır. Doug’u kurtarmak için 3 günü olan ekip, Chow’u nereden bulacaklarını düşünürken Alan Chow’dan geldiğini sandığı bir elektronik postayı gösterir. Chow Alan’a Meksika’da olduğunu haber vermiştir.
Felekten Bir Gece’nin ilk bölümü gerçekten beklenmedik sahnelere ve sıkı bir mizah anlayışına sahip olduğu için oldukça beğenilmişti. İkinci film birincinin devamı gibiydi. Aradaki tek fark olayların Las Vegas değil Bangkok’ta geçmesiydi. Ne var ki üçüncü film, bir nevi ilk filmin başarısından yararlanmak için çekilen, suyunun suyu denilecek türde bir yapım. Alan’ın yaptığı çocukça hareketler ya da kendine özgü mantığını kullanması, Stu’nun başına gelenler, Doug’un yine bütün ekipten ayrı olması alışıldık konular. Bununla birlikte bir iki sahnedeki espriler komik ancak bütün filmi kurtaracak düzeyde değil.
Yönetmen Todd Phillips hayranlarının merakla beklediği son film hakkında oldukça ketum davranmış ve pek de konusu hakkında bilgi vermemişti. Zaman içinde oyuncu kadrosu tolanırken ilk filmden tanıdık kişilerin de bulunması ve bazı sahnelerin Las Vegas’ta çekilmesi akıllara acaba aynı çılgınlıkta bir film mi geliyor sorusunu getirmişti. Görünen o ki Phillips’in kimi açıklamaları ve saklamalarının arkasında pek de bir şey yokmuş. Yine de bilinen bir gerçek var ki o da Felekten Bir Gece 3’ün hayranları tarafından izleneceği ve belki de yine fena bir hasılat elde etmeyeceği. Ancak keşke Phillips filmin sonunda fragmandan sonra eklediği küçük bölümü Felekten Bir Gece 3’ün ana konusu yapsaydı. Böylece alışılan tarzda olsa da yine de seyirciyi iyi gülderecek bir film çekilmiş olurdu.
Ali Abaday
* * *
Sihirbazlar Çetesi
Now You See Me
Yönetmen: Louis Leterrier
Senaryo: Ed Solomon, Boaz Yakin, Edward Ricourt
Oyuncular: Jesse Eisenberg, Mark Ruffalo, Woody Harrelson, Isla Fisher, Dave Franco, Morgan Freeman
Yapım: 2013 / Fransa – ABD / 115 dk.
Son on yıl içinde sihirbazlık mesleği Christopher Nolan’ın Prestij’inde (The Prestige) ve Neil Burger’in Sihirbaz’ında (The Illusionist) ele alınarak 2006’da altın yılını yaşamıştı. Yakın zamanda izlediğimiz Rodrigo Cortés şaşırtmacası Medyum’a (Red Lights) kadar öne çıkan örneğine rastlanmayan alt türün 70 milyon dolara kotarılmış ve kalburüstü isimlerle dolu yeni örneği Sihirbazlar Çetesi (Now You See Me) bu hafta vizyonda.
Jason Statham’ı başrole taşıyıp aranan aksiyon yıldızına dönüştüren Luc Besson projesi Taşıyıcı (The Transporter) 2002 senesinin hitlerinden biriydi. Filmin basamak atlattığı diğer isimse Louis Leterrier oldu ve yönetmen Kır Zincirlerini (Danny the Dog) ile Taşıyıcı 2’yi (Transporter 2) çektikten sonra 150 milyon dolarlık The Incredible Hulk’un başına geçirilerek Hollywood’a transfer edildi. Ang Lee’nin Hulk’u ile karşılaştırıldığında içi boş bir özel efekt gösterisinden fazlası olmayan yapım ülkesinde maliyetini bile çıkaramayıp, “iyi bir Hulk filmi” bekleyenlerin hayallerini bir kez daha suya düşürdü.
Bu yazının konusu Sihirbazlar Çetesi okyanus ötesinden gelmesine alışık olduğumuz oyuncaklı senaryolardan birine sahip. Filmin başında gizemli bir adam, sokaklarda gösteri yapan dört başarılı illüzyonisti ulvi amaçlar uğruna bir araya getirerek; ülkenin çok tanınan şovmenleri arasına sokuyor. Sonrası ise göz alıcı setler, alkışlar, soygunlar ve kovalamaca sahneleri arasında nefes aldırmayan bir hızla ilerliyor.
Yönetmen Leterrier’in Titanların Savaşı (Clash of the Titans) faciasından sonra geçen üç yılda aksiyon tutkusunu ve görsel efektleri dizginleyip, senaryo ve oyunculuk odaklı bir film çekmiş olması sevindirici. Gerçi kalabalık oyuncu kadrosundan ilgiyle izlenen sadece iki isim var. Woody Harrelson “mentalist” karakterini mimikleriyle gerçek kılarken, Mark Ruffalo beceriksiz kanun adamı kıyafetini iyi taşımış. Öte yandan çürük yumurtalar olarak Jesse Eisenberg “başarılı inek” rolünü tekrarlarken, Morgan Freeman etrafta dolaşıp bir kez daha uyuyarak para kazanmış. Rolünün küçüklüğü nedeniyle varlık gösteremeyen Dave Franco da daha iyi değerlendirilmeliydi.
Sürprizlerini oyuncularının kariyerlerinin ardına başarıyla gizleyen yapım (ne demek istediğimi izleyince göreceksiniz) nasıl geçtiğini anlayamayacağınız iki saat boyunca eğlendirmek ve merak ettirmek şeklinde numaralar yaparak son bulan, unutulmaya mahkûm, orta karar bir iş.
Serkan Çellik
* * *
Devir
Senaryo ve Yönetmen: Derviş Zaim
Oyuncular: Ramazan Bayar, Ali Özel, Mustafa Çelikli
Yapım: 2013 / Türkiye / 75 dk.
İlk uzun metrajı Tabutta Rövaşata ile sinema tarihimize ‘eşsiz bir çentik’ atan Derviş Zaim, ardından Filler ve Çimen’le yakın Türkiye’nin karanlık sularına dalarak Susurluk Olayı’na değin uzanan kara bir politik-drama yapmıştı. Derviş Zaim sinemasında leitmotif olarak işlenegelen kadim kültür değerlerinin ilkini de bu filmde görmüştük. Derviş, Filler ve Çimen’de Sanem Çelik’in canlandırdığı Havva Adem karakteri üzerinden ‘Ebru Sanatı’nı perdeye taşımıştı. 2008 yapımı Nokta’da Hat Sanatı’nı işleyen, Gölgeler ve Suretler‘de ‘gölge oyunu’na el atan yönetmen, şimdi de son filmi Devir’de Burdur’un Hasanpaşa köyünde yapılan ‘çoban yarışması’ adlı geleneğin etrafında örüyor hikâyesini.
Derviş’in 15. Uluslararası Eskişehir Film Festivali’nde yapılan söyleşide belirttiğine göre bu geleneğin kökü ta Antik Hellen’e dayanıyormuş. O zamandan beri yapılan bu yarışmada çobanlar en kısa sürede ve durmaksızın arkalarında sürüyle birlikte dereyi geçmeye çalışıyorlar.
Sekiz yıldır bu yarışmayı kazanan, köyün ilerigelen çobanlarından Takmaz, önündeki yarışmada da birinciliği kaptırmaya pek niyetli değil. Fakat gençlerden Çoban Ali, bu hegemonyaya son vermek istemektedir. Peki, bunu başaracak mıdır –bakınız: filmin ismi?..
Oluşturduğu bu izleğin yoluna ara-çatışmalar da döşemeyi de ihmal etmemiş yönetmen; Çoban Ali’nin İstanbul’a gelip doğru düzgün bir işe tutunamaması, köyün yakınına kuran maden ocağının doğayı tehdit etmesi vb. değiniler, dramanın gücüne güç katmış. Bununla birlikte; filmin eleştirel bir perspektif kazanmasını, yani boyutlanmasını sağlamış, gerçeklikten çokça beslenen bu yan-hikayecikler…
Derviş Zaim’ın en önemli özelliği, sinemamızın gerek öz gerekse biçim olarak en yenilikçi yönetmenlerinden biri olmasıdır. Her filminde yeni bir arayışa giren yönetmen, sonunda ortaya koyduğu eserle yeknesak bir hava tutturan sinemamıza yeni bir soluk getirir her dönem, deyiş yerindeyse.
Devir’de de yeni bir başarıya imza atıyor Zaim; söz konusu çoban yarışması üzerinde bir sosyolog gibi uzun araştırmalar yaptıktan sonra kafasında yarattığı kurmacayı, bu araştırmanın üzerine giydirmeyi deneyerek daha önce görülmemiş bir alt-türü sinema literatürüne katmış yönetmen. Tebrik ediyoruz.
Ercan Dalkılıç
***
Karanlıktan Gelen
Dark Sky
Yönetmen: Scott Stewart
Senaryo: Scott Stewart
Oyuncular: Keri Russell, Josh Hamilton, Dakota Goyo, Kadan Rockett
Yapım: 2013 / ABD / 97 dk.
* * *
Erkek Aklı
A Glimpse Inside The Mind Of Charles Swan III
Yönetmen: Roman Coppola
Senaryo: Roman Coppola
Oyuncular: Charlie Sheen, Bill Murray, Patricia Arquette
Yapım: 2012 / ABD/ 86 dk.
* * *
Ateşteki Kağıtlar
Yönetmen: Avni Kütükoğlu
Senaryo: Esef Özfırıncı
Oyuncular: Yunus Günce, Abdullah Şahin, Suavi Eren, Meral Kaplan
Yapım: 2013 / Türkiye
* * *
Doğal Kahramanlar
Epic
Yönetmen: Chris Wedge
Senaryo: James V. Hart, William Joyce
Seslendirenler: Emre Törün, Kutay Kırşehirlioğlu, Seda Özelsoy, Aydoğan Temel
Yapım: 2013 / ABD / 102 dk.