Türk medyasının üst kademesindeki gazetecilerin tipolojilerden yola çıkarak sizler için bir mesleki ekol haritası hazırladım. Hem gazeteci olacaklar, hem de gazete okuyacaklar yönünü iyi tayin etsin diye. Ve biraz da bu işi saygın biçimde yapmış, yapan ağabey, abla ve kardeşlerimi onore etmek için… Kötüyü belli edeceksin ki iyi daha bir anlaşılsın…
Ege Görgün (Landlord)
Öküz Ekolü
En alt kademeden yöneticilik ya da köşe yazrlığı gibi “üst” denebilecek kadmelere yükselmiş ama bu yükseliş esnasında kendini ne genel kültürel, ne sosyal, ne de mesleki anlamda zırnık kadar geliştirememiş gazetecilerdir. Öküzlükleri en çok sosyal ilişkilerinde ve çalışma ortamlarında hissedilir. Yüzeyseldirler. Zamanında ezildikleri ve içten içe kendi çaplarının farkında oldukları için muazzam komplekslidirler. Bu yüzden fırsat bulduklarında ast meslektaşlarını ezmekten kaçınmazlar. Bundan hem sadistçe bir zevk de alırlar, hem de kendilerini bu sayede üstün hissederler. Bu aynı zamanda gerçek kalibrelerini ortaya çıkarabilecek potansiyel tehditleri bertaraf etme metotlarıdır.
Yalaka Ekolü
Her devrin gazetecileridirler. Her dönemin iktidarına, ya da her dönemde güçlü olana, veyahut yalnızca patronlarının işaret ettiklerine yalakalık yaparlar. Yalakalığı adeta bir sanat haline getirmişlerdir. Benzerleriyle sanatlarını icra etme şekli konusunda tatlı bir rekabet içindedirler. Bu onları her daim yenilikçi hep gelişime açık olmaya iter. Hep yeni yalakalık tarzlar ve yöntemleri arayışındadırlar, İyi tarafları bulup çıkarmakta, kötü tarafları yumuşatmakta bazen de normali “çok iyiymiş” ya da “çok kötüymüş” gibi göstermekte ustadırlar.
Besleme ya da Kifayetsiz Muhteris Ekolü
Bu ekoldeki gazetecilerin hayattaki tek başarısı bünye içinde diğer üstteki iki ekolden “birilerinin adamı” olmayı başarmaktır. Bu birileri yükseldikçe yanından ayırmadığı bu sadık adamını da yükseltir. Dışarıdan bakanlar bu kişinin mevcut kifayetsizliğiyle bulunduğu noktaya neden ya da nasıl geldiğine bir türlü akıl sır erdiremezler. Sadakat bu ekolün tek ve en önemli özelliğidir. Ancak… Köpeklerdekine benzer hesapsız, saygı duyulası bir sadakat değildir bu. Bu ekoldeki tamamen mecburiyetten kaynaklanan bir sadakattir. Sadıktır, çünkü başarılı olmak için bu tek şansıdır. Sadıktır çünkü gazetecilik kariyerinde yükselmesini sağlayacak başka bir donanımı yoktur.
Hafif Meşrep Ekolü
Bizimki gibi okuma-düşünme kültürü az gelişmiş – daha doğrusu gelişimine ket vurulmuş – ülkelerin medyalarında çok rastlanır. Magazinden beslenirler, magazini beslerler. Toplumu daha yüzeysel olmaya teşvik ederek kültürel çöküşe zemin hazırlarlar. Marjinal görünürler ama bu vasatlıklarını gizlemek için bir maskedir yalnızca. Marjinaldirler, çünkü yazarken böyle görünmek kolaydır. Marjinaldirler çünkü onlardan öyle olmaları beklenmektedir. Dedikodu haberciliğine bayılırlar, Bunun bir sebebi de kendilerini bu şekilde mühim hissetmeleridir. Üstelik bu şekilde bir tehdit unsuru haline geldiklerinin gayet farkındadırlar. Onların hep olmayı hayal ettikleri ortamlar için giriş biletidir bu. Bu ekolde gazetenin yayın yönetmeni ya da önemli yazarlarıyla fingirdemek mübahtır.
Gerçek Gazeteciler
İçgüdülerinin ve sağduyusunun sesini dinleyen; mesleğinin sorumluluğunu yaşayan; gazeteciliği araç olarak görmeyen, bilakis kendilerinin bu çok önemli mesleğin aracı olduğunun farkında; kendilerini değil fikirlerini, ürettiklerini öne çıkartmaya çalışan; maddiyat ve maneviyatla mesafesini korurken halkın içinde olan; gazeteciliğin bir toplum için öğretmenlik kadar önemli bir meslek olduğunu bilen; emeğe, hakka, haklı olana, hak edene saygılı; zalime, haksıza, yanlışa her ne şartta olursa olsun baş kaldıracak kadar cesur; ve en önemlisi değirmenlere kafa tutacak, asla kazanamayacakları mücadelelere girecek kadar delidirler.