Geçtiğimiz aylarda İstanbul Belediyesi tarafından Atatürk Kitaplığında gerçekleştirilen “Türkiye’de Sinema Dergiciliği/Sorunlar ve Sorular” adlı panelde Tersninja’nın kurucusu Ege Görgün, Modern Zamanlar Dergisi adına katılmış, orada sinemacıların dahi dergi okuma alışkanlığının çok alt seviyelerde olduğunu belirtmişti. Peki, nasıl oluyor da bugün sinema dergisi okuma alışkanlığı bile olmayan ülkemizde bu kadar çok sinema yazarı yetişiyor…
Bir şiir dergisinin yayın yönetmeni, sohbetimiz esnasında Türkiye’de şiir dergilerinin bin tane dahi satmadığını, ama yayımlamaları için gönderilen şiir sayısının on binleri bulduğunu ifade etmişti. Şiir okumayan, fakat şiir yazabilen insanımız; sinema üzerine de okumuyor, fakat pekâlâ sinema yazabiliyor demek ki. Bu dosyamızda, 10 akademisyene/sinema yazarına/yönetmene sinema yazmak için okunması gereken temel sinema kitaplarını sorduk…
Dosya Editörü: Ercan Dalkılıç
James Monaco’nun How To Read a Film? Movies, Media, and Beyond / Bir Film Nasıl Okunur? Sinema Dili, Tarihi ve Kuramı adlı kitabı, sinema hakkındaki başvuru kitaplarının belki de en iyisi. “Sinema, Medya ve Mültimedya Dünyası”na ilişkin faydalı bilgileri ustaca bir araya getirmiş, korkutucu olmayan bir dille anlatmış. James Monaco aynı zamanda, eleştirilerini kitap halinde toplayan bir film eleştirmeniydi. Bende bugün de biraz eskice, büyük ebatlı bir kitabı durur. Sinemayı “sanat ve zanaat, duyarlılık ve bilim, gelenek ve teknoloji” olarak ele alıyor. Filmin roman, resim, televizyon vs. ile ilişkilerini de inceliyor. Sonra da filmin nasıl okunacağını açıklıyor. Türkçesi Oğlak’tan çıktı. Monaco, orijinalin yeni baskılarını gerçekleştirdikçe, hatırı sayılır eklemeler de yapıyormuş.
2# Rıza Kıraç – (Edward Dmytryk – Sinemada Yönetmenlik, Kurgu ve Oyunculuk)
Edward Dmytryk‘nin birbirini tamamlayan üç kitabı sinema eleştirisi, kuramı ve konvansiyonel sinemanın ne olup ne olmadığını anlamamız açısından önemlidir. Sinemada Yönetmenlik, Kurgu ve Oyunculuk adlarını taşıyan bu üç kitap birbirini tamamlar nitelikte. Ayrıca Dmytryk, bu kitaplarında sadece kuramsal ve tarihsel bilgi vermiyor, set tecrübelerinden bahsederken bir filmi oluşturan bütün etkenler karşısında yönetmenin, oyuncunun, kurgucunun karşılaşabileceği sorunları anlatıyor. Zihin açıyor ve bunu yaparken de sinema hakkında daha çok soru sormamızı sağlıyor.
3# Ertekin Akpınar (Yeni Dalga – James Monaco)
Kötü filmler izlemek hiç şüphesiz bizlere iyi bir filmin niteliği hakkında karar verme hakkı tanır. Ben iyi filmlerin nasıl birer “iyi film” olduklarını defalarca izlemenin yanında sinema literatüründe o janr’da yayımlanmış kitaplardan da okunması taraftarıyım. Yeni Dalga, Türkiye’de yayımlanmandan önce de Yeni Dalga’ydı. Bir eksiği vardı o da bu kitap Türkiye’de yayımlanmamıştı. Ben de hocam Prof Dr. Ertan Yılmaz’ın çevirdiği bu kitabı +1 Kitap’tan yayımlamıştım. (Tıpkı favori yazarlarım Giovanni Scognamillo’nun (Canavarlar Yaratıklar Manyaklar, Batı Sinemasında Türkiye ve Türkler), Kaya Özkaracalar’ın (Geceyarısı Sineması) gibi… Yeni Dalga sinemasına hayran olmuş bir sinemasever olarak bu kitabı yayımlamış olmak (yayımladığım diğer sinema kitapları gibi) benim için tek kelimeyle heyecan vericiydi.
4# Gül Yaşartürk (Politik Kamera, Çağdaş Hollywood Sinemasının İdeolojisi ve Politikası – Douglas Kellner, Michael Ryan)
Eğer film, basit bir eğlence aracı değil de, ekonomik ve politik bir ürün ise bunu fark etmeme neden olan ilk kitap, elbette ki Ryan & Kellner ikilisinin 1990 yılında yayınlanan Politik Kamera‘sıdır. Film çözümlemesi yaparken sıkça karşılaşılan “ama gerçekte de böyle olmaz mı” türünden soruların neden yanlış sorular olduğunu, çünkü kameranın seçtiği açının bile ideolojik olduğunu söyler Politik Kamera. Ekonomik bir ürün olarak bir filmin asla toplumsal kaygılar ve siyasi konjonktürden bağımsız ele alınamayacağını, 1967 yılından 1980’li yıllara dek uzanan analizlerle ortaya koyar. Söz konusu analizler; kitabı okuyanın da benzer analizler yapabilmesi için kuşkusuz bir rehber niteliğindedir.
5# Pınar Tınaz
Bence film analizi yapmak ve yazmak, dünyanın en büyüleyici işi! Her film ile farklı bir yolculuğa çıkar, sonsuz bilgi içinde oradan oraya savrulur, bulmacanın parçalarını birer birer yerlerine yerleştirirken sonsuz bir tatmin duygusu yaşarsınız. Film analizini eleştiriden ayıran en önemli nokta, kişisel beğenilerle hareket etmemenizdir. Bir analizci, yönetmenin fikrine katılsın veya katılmasın, onun eserini anlamaya, çözümlemeye, benzerleri ile bağlantılarını deşifre etmeye, esin kaynaklarını keşfetmeye ve tüm bunları filmin seyirci üzerinde yarattığı etkiler ile ilişiklendirmeye çalışır. İşte bu yüzden, bir analizcinin sinema kitaplarından başka kaynaklara ihtiyacı vardır.
Giovanni Scognomillo
Elbette işin araştırma kısmında sinema kaynaklarına başvurmak gereklidir. Bu konuda Atilla Dorsay, Giovanni Scognomillo, Agah Özgüç ve Rekin Teksoy güvendiğim yazarlardır. Ama bir analizci için asıl gerekli olan, filmin geçtiği dönemi, o dönem içindeki toplumsal değişimleri açıklayan sosyoloji ve siyaset, insanın iç dünyasını çözümlemeyi amaçlayan psikoloji, düşünsel evrimini açıklayan felsefe, plastik özelliklerini anlamayı kolaylaştıracak sanat tarihi, filmin içerdiği göndermeleri, sembolleri çözmesini sağlayacak mitoloji kitapları ve dinsel kaynaklardır. Sinema disiplinler arası bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla bir filmi analiz ederken ihtiyaç duyacağınız bilgi yelpazesi hayli geniştir. Kendi adıma, E. Fromm’un İnsandaki Yıkıcılığın Kökenleri ve Sevginin ve Şiddetin Kaynağı, S. Freud’ün Totem ve Tabu, Edith Hamilton’ın Mitoloji, E.Segal ve M.Ilin’in İnsan Nasıl İnsan Oldu? adlı kitaplarını temel eserler olarak tavsiye ederim.
Ayrıca Kur’an-ı Kerim, İncil ve Tevrat mutlaka okunması gereken kitaplardır. Bunun dışında farklı kültürleri ve dinleri inceleyen kitaplara özel bir önem vermelisiniz. Karşınıza ne zaman Şamanizm veya İnka medeniyeti ile ilgili bir gönderme, Kabuki tiyatrosunda sıkça işlenen bir tema yada Aborjinlere ait dinsel bir sembol çıkacağı belli olmaz! Tabii öte yandan dünyayı derinden etkilemiş tarihsel dönemeçleri bilmek, siyasi sistemleri anlamak da gereklidir. K. Marx’ın Kapital‘i, A.Hitler’in Kavgam‘ı, hatta T.Moore’un Ütopya‘sı olmaksızın bugün üzerinde yaşadığımız dünyayı anlamak mümkün değildir. Son olarak filmi anlamanın ötesinde, onu bir sanat eseri olarak konumlandırmanızı kolaylaştıracak sinema kuramı kitapları içinde sade dili ve derli toplu anlatımı ile öne çıkan J.Dudley Andrew’un “Sinema Kuramları”nı ve filmin ideolojik söylemini algılamanıza yardım edeceğini düşündüğüm K.Alemdar ve İ.Erdoğan imzalı Öteki Kuram‘ı tavsiye edebilirim. Yaşamınıza çözmesi keyifli bulmacalarla dolu filmlerin eşlik etmesi dileğiyle…
6# Barış Saydam (Film Sanatı – David Bordwell & Kristin Thompson / De Ki Yayınları)
Bordwell ve Thompson’ın Film Sanatı kitabının dünya sinema literatüründe kaynak kitap olarak görülmesinin başlıca nedenleri, sinemayı hem bir sanat olarak kavrayışındaki derinlikten hem de sinemanın kendi işleyişine dair bütünlüklü bakışından kaynaklandığına inanıyorum. Sinemayı diğer sanat dallarıyla işbirliği içinde düşünen yazarlar, bunun haricinde kamera aygıtının kendi dinamiğini ve her sinemacının uyduğu ya da bozarak yenisini yarattığı sinemasal formülasyonları basit bir dille ama bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor. Sinema eleştirisi yazmanın temel noktalarına değinmeden, okurlarını sinema tarihinde bir gezintiye çıkarıyor ve bir filmin oluşum süreciyle okurlarını yüz yüze getiriyor. Bu yüzden, Film Sanatı sinema eleştirisi yazmadan önce okunabilecek kaynak kitaplardan biri olmakta birlikte, aynı zamanda sinemayı düşünsel bir etkinliğe çevirmenin de önemli yardımcılarından biri.
7# Tuncer Çetinkaya (Rekin Teksoy’un Sinema Tarihi)
Son dönemde yayınlanan kimi temel kaynaklarla birlikte önemli bir boşluğu doldurduğu gözlenen sinema kitaplarını kuramsal eserler, denemeler ve biyografiler üzerinden bir okumaya tabi tutabiliriz. Bu süreç içinde en heyecan verici gelişmelerin başında Kracauer’in Caligari ve Kitle Süsü çalışmalarının Türkçe’ye kazandırılmasının geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bizdeki sinema kitaplarını genel olarak değerlendirdiğimde, Rekin Teksoy’un Sinema Tarihi’nin -bu seçimin öznel nedenleri olduğunun da altını çizerek- öne çıktığını söyleyebilirim. Kuramsal analizlerden ve konuyla uzmanlık düzeyinde ilgilenenlere seslenmekten ziyade, –Gombrich’in Sanatın Öyküsü‘nü hatırlatan bir tarzda- her kesime seslenen bu önemli çalışma iki açıdan çok önemlidir:
- Karşımızda Türkçe’ye son derece hâkim olan eşsiz bir edebiyatçının, bu türden kaynaklarda görmeye alıştığımız “çeviri metin” kuruluğundan uzakta bir incelemesi bulunmaktadır.
- Kitap, genel geçer yorumlarla bildik olanı farklı bir biçimde söylemekten uzakta, Teksoy’un akıl dolu; ama yeri geldiğinde öznel olmaktan da çekinmeyen anlatımı eşliğinde ilerlemektedir. Başka bir deyişle Rekin Teksoy’un Sinema Tarihi, yazarın “sinema tarihçisi tarafsız olamaz!” anlayışından bolca beslenir ve bir sonraki adımda hangi yorumla karşılaşacağınıza dair merak uyandırmayı başararak evrensel bir yapıt mertebesine ulaşır.
8# Kaya Özkaracalar (Avrupa Seks ve Korku Sineması, Cathall Tohill ve Pete Tombs)
Cathall Tohill ve Pete Tombs’ın Immoral Tales: European Sex & Horror Movies, 1956-1984 adlı kitabı geçtiğimiz yıllarda Türkçe’ye kazandırılmıştı. Kitapta Avrupa’daki erotik korku sinemasını Avrupa yüksek ve popüler sanat ve edebiyatındaki öncülleri ve esin kaynakları bağlamında takdim eden giriş bölümlerinden sonra önce dört Avrupa ülkesindeki erotik korku sinemalarını, daha sonra da altı yönetmeni ayrı ayrı inceleyen bölümler yeralıyor. Çoğunun ismini bile ortalama bir sinemaseverin duymamış olduğu yönetmenlerin yaşamları, sinema kariyerleri ve filmleri hakkında derinlemesine bilgi ve değerlendirmeler okuyucunun sözedilen filmleri bulup izleme konusunda iştahını kabartıyor. Sinemasever okuyucuyu bilinmeyen / çok az bilinen bir derya ile tanıştırmasının yanısıra kitabın bir diğer önemli artısı ise yazarların ele aldıkları ürünleri, ‘o kadar kötü ki iyi’ yüzeyselliğinin çok dışında bir bakış açısıyla değerlendiriyor oluşları.
Film Art: An Introduction, sadece sinema yazarı olmak isteyenler değil, sinema öğrencileri, yönetmenler, senaryo yazarları ve sinemaseverler için de başucu kitabı olarak önerebileceğim bir çalışma. İkisi de University of Wisconsin-Madison’da öğretim görevlisi olan David Bordwell ve Kristin Thompson‘ın hazırladığı bu kitap şu sıralar 9. baskısını gerçekleştirmiş durumda. Son baskılarına, kitaptaki bölümleri destekleyen interaktif bir CDROM’un da eklendiği Fim Art’ın Türkçe çevirisi olmadığını tahmin ediyorum. Film Biçimi, Mizanzen, Sinema Dili, Kurgu, Çekim, Türler ve eleştiri gibi temel başlıklardan oluşan bu değerli çalışmayı, olması gerekenin aksine öğrencilik yıllarımda değil, akademisyenliğe başladığım ilk dönemlerde okumuştum. Sade anlatım üslubuyla herkesin kolayca anlayabileceği, isminin karşılığını tam anlamıyla veren bir kitap.
Okuduğunuz sinema kitaplarını unutun! Sinefilinden yazarına, kısafilmciye kadar hemen herkesin rüyalarından “film yapmak” geçtiğine göre bu kitabın motivasyonunuzu güçlü tutacağı, cesaret vereceği kesin! Hiç olmazsa eğer bir gün bu yola düşerseniz akıl sağlığınızı korumanızı sağlayacak! 23 yaşındayken “7000 Dolar” maliyetle çektiği El Mariachi adlı filmle Hollywood’u fetheden yoksul aile çocuğunun öyküsü. Öykü olmakla kalmıyor, yeni sinemacılara tavsiyelerini akıcı bir dille sıralıyor yönetmen Robert Rodriguez. Anlatacak hikayesi olan, kafasında bir sorunu (!) olan herkesin başvuru kaynağı bir kitap… Kısa dönem sinema okulu!