23. Ankara Uluslararası Film Festivali, MEB Şura Salonu’nda tertiplenen Türkan Şoray ve Sefa Önal’ın da konuklar arasında bulunduğu açılış gecesiyle start verdi. Gecede Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı Başkanı Oğuz Dönmez’in konuşmasının ardından yılların sinema yazarı, izinden yürüdüğümüz usta Burçak Evren’in yanı sıra Hamiye Çolakoğlu ve Panayot Abacı’ya onur ödülü takdim edildi. 15 – 22 Mart tarihleri arasında, 19 kategori altında Türkiye ve Dünya Sineması’nın önde gelen örneklerinin yer alacağı festival kapsamında göserilen ilk film açılış gecesinde, Lütfi Ömer Akad anısına gösterilen, 1968 yapımı Vesikalı Yârim oldu.
19 kategori demiştik, kuşkusuz bu kategorilerin en önemlisi, aynı zamanda festivalin temasını da oluşturan ‘tektipteşme’. Bu kategoride yerli film Simurg’la birlikte 2011 Abu Dhabi Film Festivali’nde Arap Dünyasında En İyi Yönetmen seçilen Ismaël Ferroukhi’nin Özgür Adamlar’ı (Les hommes libres), Jean-Marc Moutout’nun üç ödüllü filmi Bir Sabah Erkenden’i (De bon matin) ve Ahmed Imamovic’in Belvedere’si izleyicilerle buluşacak.
Cem Erkul – Safa Önal -Türkan Şoray – Burçak Evren
Bu senenin bir diğer dikkat çeken kategorisi Emek, Değişim ve Sosyal Adalet: Mısır; Arap Baharı’nın fitilini ateşleyen Mısır Devrimi’nin izini sürecek olan festivalde 6 Mısır filmi mevcut. Festival’in ilk gösterim gününde, yol yorgunluğunu da hiçe sayarak, sizin için bu kategoride gösterilen Kahire 678’i (Cairo 678) izleme şansı bulduk.
Mohamed Diab’ın yönetmenlik koltuğunda oturduğu Kahire 678, cinselliğin baskılandığı Mısır’da gittikçe artan cinsel taciz olaylarını mercek altına alıyor. Filmde ülkenin farklı sınıflarından gelen, cinsel tacize maruz kalmış üç kadının hikâyesi, Iñárritu’dan bildiğimiz metinsel kesişme metodu kullanılarak anlatılıyor. Yer yer polisiye sularına yelken açan film, özelikle son dönem Güney Kore polisiye sinemasında kullanılan motiflerden bolca yararlanmış. Özellikle polis dedektifinin personası Ana (Madeo)ve Cinayet Günlükleri’indeki (Salinui chueok) polis dedektifiyle neredeyse birebir aynı.
Kahire 678 (Cairo 678) [xrr rating=3/5]
İzleğini çok iyi oluşturan film, ne yazık ki finale doğru, eksen karakterleri üzerinden gerçekleştirdiği geleneksel-modern çatışmasını da dramatizasyonuna ekleyerek rotadan çıkıyor, yaklaşık yirmi dakika kadar da bir sarkmaya sebep oluyor. Sosyal bir konuyu anaakım anlatım diliyle eli yüzü düzgün bir şekilde anlatmaktayken, Mohamed Diab’ın – filmin aynı zamanda senaryosunu da kaleme almış yönetmen- neden ekstra bir çatışmaya daha ihtiyaç duyduğunu anlayamadım ben kendi adıma. Oysaki finale doğru, yüzeysel olarak verilmeye çalışılan modern-geleneksel çatışması başlı başına bir film olacak kadar derin ve çetrefilli.
23. Ankara Uluslararası Film Festivali’inden izlenimlerimizi aktarmaya devam edeceğiz…