Yaş kemale ererken ve kışın dondurucu soğuğu henüz geçmemişken, altında kaldığım battaniye vesilesiyle, bu hafta nine kıvamında küçük Ninjalara sesleniyorum. “Ninja yaşken savrulur.” atasözümüzden hareketle, çocuk Ninjalarını yetiştirmek isteyen büyükler de yerini alsın öyleyse.
İlk kitap, 2010 yılında Nesin Yayınevi tarafından basılmış olan Japonya’dan Öyküler. Aslen şair ve çocuk edebiyatçısı olarak tanınan Kenji Miyazawa’nın, çocuklar için yazmış olduğu öykülerden derlenen kitabın çevirisi ise Japonca aslından Hüseyin Can Erkin tarafından yapılmış. Kitap aynı zamanda Nesrin Sağlam tarafından resimlenmiş ve ortaya güzel bir iş çıkmış.
1896-1933 yıllarında yaşamış yazar, 1926 yılında başlayan Shôwa Dönemi’nin yazarı olarak biliniyor. Japonya’dan Öyküler adlı kitapta yazarın 13 öyküsü bir araya getirilmiş. Fantastik dünyalar kurgulamış yazarın bu kitaptaki öykülerinin ortak noktası, hayvan veya bitki gibi “diğer” canlıların insanlaştırılmış olması. Bu özelliğinden yola çıkarak, Miyazawa için Japonya’nın fabl yazarı da denilebilir doğrusu. Doğrudan doğruya ders verme amacı gütmeyen öyküler, hayal gücünü çalıştırırken, insanda merak duygusu uyandırıyor. Öykülerinden bazıları animelere de uyarlanmış yazarın söz konusu kitabı, 9-11 yaş aralığındaki çocuklar için ideal olarak sunulmuşsa da benim gibi kazık kadar olmuş insanlara bile zevkli dakikalar geçirtecek kadar güzel.
Bu hafta ele alacağımız diğer iki kitap, Galata Yayınları’ndan basılmış olan iki manga. Aslında özellikle çocuklar için basılmamış olan mangalar, sanıyorum, 2010 yılında başlayan klasiklerin çizgi roman formatında yayımlanması furyasının bir yan dalı. 20. yy’a damgasını vurmuş iki önemli isim, Mahatma Gandhi ve Che Guevara’nın yaşam öykülerinin manga formatında ele alan kitaplardan Gandhi Aralık 2010’da, Che ise Ocak 2011’de piyasaya çıkmış.
Mahatma Gandhi, Kazuki Ebine tarafından hikâyeleştirilip, resimlenmiş. Genç ve gelecek vaat eden bir manga sanatçısı olarak tanıtılan Ebine’nin diğer işlerine dair kapsamlı bir araştırma yapmadığım için burada atıp tutamayacağım maalesef. Benim aksime, Gandhi’yi bir proje gibi ele alarak, kapsamlı bir araştırma sonucunda, bir yıl gibi bir sürede mangayı sona erdirdiğini, yazarın ağzından kitabın sonundan öğrenmek olası. Lâkin bibliyografya kısmının kesatlığı, insanın aklında ister istemez soru işaretleri oluşturuyor.
Che Guevara ise Kiyoshi Konno tarafından hikayeleştirilirken, Chie Shimano tarafından resimlenmiş ortak bir çalışma. Shimano genç bir manga sanatçısı iken Kiyoshi Konno deneyimli bir yazar. Gandhi’ye göre görsel anlamda daha olgun bir manga olduğunu söylemek yerinde olur Che’nin. Her iki manganın ortak yönleri ele aldıkları kişileri, çizimler eşliğinde anlatırken, bir yandan da anlattıkları tarihi olaylar veya durumları gösterir gerçek fotoğrafları da kullanmış olmaları. Bölüm aralarına yerleştirilmiş bu fotoğraflar, mangaların gerçekliklerine vurgu yapmayı başarıyorlar.
Gelelim bu iki mangayı neden çocuklar için daha ideal bulduğum konusuna. 20. yy. tarihinde iki farklı kıtada, az buçuk benzer amaçlarla, kendi canlarını ortaya koyarak, inançları için mücadele etmiş iki insanın hem hayatlarına, hem de hayatları paralelinde yaşadıkları olaylara ve siyasi düşüncelerine nüfuz etmek, her iki manga kapsamında da pek mümkün değil maalesef. Bu açıdan bakıldığında, büyüklerden ziyade daha çok çocuklar açısından, bu iki “kahraman”ı tanımaya bir başlangıç yapmak için uygun kitaplar olduğunu söylemek daha doğru olur. Öte yandan, japon mangasının zevkine varabilen yetişkinler için özellikle Che’de, Fidel Castro’nun bazı çizimlerini Heidi’nin büyük babasına benzetmek ya da silah arkadaşlarının suratlarındaki ‘manga karakteri bön bakışı’nı yakalamak gibi küçük ayrıntılar çok eğlendirici…
Sevgili büyükler, unutmayın! Küçük ninjanızı ne kadar genç yaşta eğitirseniz, yaşlandığınızda size o kadar sorgusuz sualsiz itaat eder. Bunun konumuzla bir alakası yok ama çocuk yapmak isteyen ninjalara ufak bir nasihat vereyim istedim. Haftaya bomba gibi bir filmle yeniden buralarda olacağım… Sıcak kalın!