Vahşi doğa koşullarına karşı mücadele, yani ‘survival’ sinemanın en sevdiği temalardan olagelmiştir her zaman. Anımsayacağınız üzere, en son Oscar’larda da adından söz ettiren, 2010 yapımı 127 Saat (127 Hours) filminde kullanıldığını görmüştük bu temanın.
Gri Kurt (The Grey) da, esasen bu izlekten ilerleyen bir deneme; Alaska’ya düşen bir uçaktan sağ kurtulan yedi kişinin hayatta kalma mücadelesine tanık oluyoruz film boyunca…
Fakat bu sefer karakterlerimiz doğanın yanında bir de karşılaştıkları aç kurtlarla mücadele etmek zorunda kalıyorlar. Gri Kurt, bu açıdan bana 90’larda sinefiller tarafından çok sevilen İhanet’i (The Edge) anımsattı. İhanet filminde de karakterler bir yandan doğayla mücadele ederken, diğer yandan da ayılardan kendilerini korumaya çalışıyorlardı.
Tehlikeli Aslar (Smokin’ Aces) ve A-Takımı’ından (The A-Team) tanıdığımız yönetmen Joe Carnahan, daha çok aksiyon filmlerine imza atan bir isim. Bu filmde de gayet başarılı aksiyon sahneleri mevcut. Kurtların saldırı sahneleri gerçekten de çok incelikli, bu sahnelerin dozajında CGI ile bu kadar gerçekçi çekilmesi de ayrıca takdire şayan. Özellikle de filmin başlarında izlediğimiz uçak düşme sahnesi, bana kalırsa sinema literatürüne geçecek cinsten olmuş!
Evet, Gri Kurt’un sinematografisi kalburüstü, ne var ki dramatik açıdan aynı şeyi söylemek mümkün değil. Ian Mackenzie Jeffers’ın Ghost Walker adlı kısa öyküsünden uyarlanan filmin senaryosu, toplasanız ancak bir saatte anlatılabilecek bir olay örgüsüne sahip. Senaryo tahminen bir kırk dakika kadar sarkıyor! Liam Neeson’ın başarıyla canlandırdığı Ottway karakteri dışında başka karakter de yok gibi filmde. Dramatizasyon yeterli çatışmayı yaratamayınca diğer karakterler de tiplemeden bir adım ileriye gidememişler doğal olarak.
Gri Kurt kâğıt üzerinde sıradan bir ‘hayatta kalma’ mücadelesi anlatıyor gibi görünse de, filmin altmetni muhtelif okumalara açık. Alaska’da petrol çıkarmak için bulunan, uçağın düşüşü üzerine bir anda kendilerini ‘kurtlar sofrasında davetsiz misafirler’ olarak bulan bu yedi karakteri, Irak’ta batağa saplanan işgalci devletlerin yansıması olarak okuyabiliriz sanıyorum. Bu veriler ışığında değerlendirecek olursak; Gri Kurt, işgalci devletlerin eylemlerini olumluyor, bununla da kalmıyor söz konusu işgali epik bir dille işliyor, tipik Amerikancı kahramanlık anlatısını yeniden üretiyor.
Ottway’in finalde gerçekleştirdiği, muhafazakârları kızdıracak raddede sert olan ‘tanrıyla monolog’u da aslında filmin muhafazakâr vurgusunun altını kalınca çiziyor. Tanrıya meydan okuyan eksen karakter de sonuçta kurtların gazabından kurtulamıyor. Son tahlilde Gri Kurt, eli yüzü düzgün, fakat söylemi göz önüne alındığında pek de barışçıl, ilerici olmayan bir survival çeşitlemesi…
@ErcanDalkilic adlı kişiyi takip et
[xrr rating=3/5]
Yönetmen: Joe Carnahan
Senaryo: Joe Carnahan, Ian Mackenzie Jeffers
Oyuncular: Liam Neeson, Dermot Mulroney, Frank Grillo
Yapım: 2011 / ABD / 117 dk.