Alacakaranlık (Twillight) filminin fragmanı beni o kadar etkilemişti ki, sabah sabah kalkıp gittim basın gösterimine. Öğleden sonra da bir gösterim vardı ama onun çok etkisi olduğunu söyleyemeyeceğim kararımda. Neticede o Faruk Aksoy yapımı Ayakta Kal‘dı, tahmin edileceği üzere feci bir kayıp zamandı. (Vazife aşkı, yine de seyrettim) Bu arada dünyada basın gösterimine gitmek için kıtalar arası seyahate çıkan kaç gazeteci vardır. Sanırım diğer yakadaşım sinema yazarlarına nazaran benim Anadolu’nun en uzak noktasından geldiğim düşünülürse Guinnes Rekorlar Kitabı‘na girmeyi hak ediyorum.
Alacakaranlık
Twillight
Yön: Catherine Hardwicke
Oyn:Kristen Stewart, Robert Pattinson, Billy Burke
Seyir notu: 2,5 /5
Eleştiri notu: 1,5 /5
Alacakaranlık’ı seyrettikten sonra öğrendim ki film New York Times’ın En Çok Satanlar listesinin haftalarca 1 numarasını işgal etmiş, 5.5 milyonun üzerinde satmış bir kitaptan uyarlanmış. Stephanie Meyer imzalı kitap hem Dharma’dan çıkmış, hem de çevirmenlerinin parasını iç ederek yayın hayatını sürdüren Epsilon Yayınevi’nden çıkmış gibi gözüküyor. (Kabahat çevirmenlerin aslında hem oturdukları yerden iş yapıyorlar, hem de üste para istiyorlar.)
Film başlar başlamaz rengini belli etmişti aslında. Hedef, erkeklerin korku filmi sevmeyen kızarkadaşlarını sinemaya gönül rahatlığıyla götüreceği bir film ortaya çıkarmakmış. Vampir romantizmi diye bir şey hep vardı aslında. “Vampir romanlarının unutulmaz yazarı” Anne Rice‘ın kitaplarından romantizm hiç eksik olmaz mesela. Ama bu filmdeki romantizm öyle bir şey de değil. Angel ya da Buffy romantizmi diyelim biz ona. Bu da filmin kaç yaşa hitap ettiğini kafadan ortaya koyuyor zaten.
Vampir yasaları sık sık esnetilir filmlerde. Güneşe kremle çıkarlar, haçtan korkmazlar, ayna da görünürler… Ama bu filmde artık iyice işi abartıp, yeni nesil bir vampir peydah ediyorlar. Mübarek vampir değil Elf, diyesiniz geliyor. Neyse ayrıntıya girmeyeyim…
Özetlersek… Alacakaranlık kasabaya yeni gelen gelen yeni yetme (teenager) kızın kasabanın yakışıklı vampirine aşık olmasını konu alıyor. Ama bu aşk yürüyecek mi, yoksa yırtıcı (predator) delikanlının iştahı aşkına galip gelip manitayı ham yapacak mı?
Hikaye gençlere yönelik beyaz dizi hikayelerinin tüm klişelerine sahip. Ama romantizm dozunun yüksekliği, korku öğelerinin azlığı ve tamamen dişi bir fantaziden yola çıkması filmi, kaba tabirle bir “kız filmi” yapıp çıkarıyor.
Ama bu filme Ters Ninja’ya güzel bir anket yapma fırsatı tanıdığı için müteşekkirim yine de… Gelin canlar bir olalım, en güzel vampir filminin hangisi olduğunda karar kılalım. Benim listem aşağıdaki gibi, siz de kendi listenizi ya da bu filmler hakkındaki görüşlerinizi yorum olarak gönderin ve anketimize katılıp genel listenin şekillenmesine yardımcı olun.
Gelmiç Geçmiş En İyi Vampir Filmleri (Sıralı Liste)
- Near Dark
- Vampirle Görüşme (Interview with Vampire)
- Blade 2
- Omega Man
- Vampire Hunter D
- 30 days of Night
- Let The Right One In (Listeye sonradan eklerdi.)
- Bram Stoker’s Dracula
- Cronos
- Açlık (The Hunger)
- Nosferatu (1978)
- Vampires (John Carpenter)
- Van Helsing (Listeye sonradan eklerdi.)
- Yeraltı Dünyası (Underworld)
- Blood: The Last Vampire
- Günbatımından Şafağa (From Dusk Till Dawn)
- The Lost Boys
- Queen Of The Damned (Listeye sonradan eklerdi.)
[poll id=”42″]