The Cinematics 2003 yılında kurulmuş İskoç bir indie rock dörtlüsü. Grubun yaptığı müzik 80’lerin post-punk ve new wave gruplarını andırıyor. 2007 yılında çıkardıkları debut albümleri A Strange Education akılda kalıcı ve melodik gitar soloları, duygu yüklü şarkı sözleri ve davul vuruşları ile mutlu bir pop sounduna sahipti. 2009 Eylül’ünde piyasaya sürülen ikinci albüm Love and Terror ise farklı bir karaktere ve enerjiye sahip: biraz goth havası var, daha bir karanlık duygusallığa sahip; sözler de sanki daha bir mutsuz bu albümde – hareketli şarkılara rağmen.
Burak İşyar
İlk albümde çalıştıkları plak şirketleri TVT Records’un batması ve ardından gitarist Ramsay Miller‘ın gruptan ayrılması gibi aksiliklere rağmen The Cinematics bana göre esas soundunu bu albümde yakalamış: eski tarz glam rock ile ateşli bir punk harmanlanmış ve günümüz indie-rock tarzına uygunlaştırılmış.
Şarkıların çoğunda hareketli bir tempo olmasına rağmen 80’lerin bazı new wave gruplarında gördüğümüz romantik hava burada da var. Sözler ise şarkıların genel temposunun aksine duygusal ve karanlık.
Albümün açılış parçası All These Things temposuyla albüme güzel bir giriş yapıyor. Özellikle nakaratlarda gitarist Scott Rinning’in vokalleri ve kesik kesik gitar pasajları birbirleriyle sürekli paslaşarak dinleyicinin aklında kolayca yer alan bir melodi oluşturuyor.
Benzer enerjik yapıyı sürdüren She Talks to Trees, yoğun ve tempolu davul vuruşları ile yine oldukça melodik bir parça. Üçüncü şarkı New Mexico‘nun soundu ise Amerikalı rock grubu The Killers‘ı andırıyor.
Albümle aynı ismi taşıyan Love And Terror ise özellikle girişiyle tam bir 80’ler havasında: bana her dinleyişimde önce Depeche Mode ile U2 , ardından biraz David Bowie ve Roxy Music‘i anımsattı. Şarkıyı geri plandaki bas ve The Smiths benzeri gitarlar sürüklüyor. Gitarlardaki bu melodik hava şarkıyı bence albümün en güçlü parçası haline getirmiş. Aslında bu gitarlar olmasa şarkı oldukça karanlık ve ağır bir havaya sahip olacakmış özellikle bas-davul ikilisi sebebiyle. Ayrıca sözlerde de derin ve karanlık bir anlatım var. Şarkı baştaki huzurlu ve yavaşça artan tempoya zıt bir şekilde uzun bir enstrümental bölüm ile sona eriyor.
Ardından gelen Lips Taste Like Tears aynı modu daha düşük bir enerjiyle veriyor dinleyiciye: şarkıya davulcu Ross Bonney hakim ve bas gitardaki Adam Goemans ile uyumlu geçişler yaşıyorlar. Arka plandaki titrek gitarlar ise bu parçaya yumuşak bir ritim vermekle yetiniyor. Albümün kapanış şarkısı Hard For Young Lovers‘da ise vokalleri ve synth efektleri ile oldukça harmonik bir ambiyans bir havası var.
Aslında daha önce dinlediğim bazı grup ve albümleri taklit eden ya da kopyalayan bir hava bence yok. Ancak bu albümü ilk dinleyişte (hatta şu anda bile) “sanki daha önce bir yerlerde dinlemiştim bunu” diye düşündüm. Özellikle birkaç sarkıda 80’lerden The Smiths (gitarlar) ve 2000’lerden The Killers (vokaller) etkisi var. Ancak bu benzerlikler bence albüme hoş bir sound vermiş. Bazı dinleyicilere yeni birşey vermeyeceğini düşünmekle birlikte 80’lerin new wave’ini günümüze taşıyan güzel bir albüme imza atmış The Cinematics.
Sadece 38 dakika süren bu albümden en beğendiğim şarkılar: All These Things, She Talks To The Trees, Love And Terror ve Hospital Bills.
.