Genç oyuncuların filmografisinde bulunması gereken, olmazsa olmazlardan biridir distopya filmleri. Genç yetenek gözüyle bakılan, boyundan büyük projelerde yer alıp altında da kalkmayı başaran Chloë Grace Moretz’i resmen bir Hollywood yıldızı yapan da ve kendi “bucket list”indeki büyük bir beladan kurtaran yapım olarak anacağız gibi görünüyor “5. Dalga”yı (The 5th Wave).
5. Dalga tümüyle Moretz etrafına kurgulanmış bir yapım. Öyle ki muhtemelen yönetmen J. Blakeson bu projeye dahil olurken kendisini popüler kültürün parçası haline getirecek ünlü bir isimle çalışmak zorunda olduğunun farkındaydı. Bu nedenle de kadroyu oluştururken Moretz’i gölgede bırakmayacak isimler tercih etmiş, Liev Schreiber ile hiçbir sahnesi olmamasının sebebi de kesinlikle bu; Schreiber’in rol çalmasını engellemek. Zira filmin geneline bakıldığında Schreiber’in oyunculuğu oldukça kısıtlanıyor, ona hareket alanı verilmiyor.
5. Dalga hemen her jenerasyonca bilinen hikayeleri, filmleri ve hatta oyunları harmanlayarak bir sentez sunmuş izleyiciye. Eskilerden bihaber olanları şaşırtacak, kulaktan dolma bilgi sahiplerini yer yer tatmin edecek, sinemaseverlere ise tanıdık gelecek bir film çıkarmış ortaya Blakeson. Distopyaların, uzaylı istilalarını birçoğunda olduğu gibi aile filmi yapmanın, çocuklara da hitap etmenin yollarını aramış ve bunu da başarmış. Amerikan izleyicisini tatmin eden yakışıklı çocuktan güçlü erkeğe, güzel sevimli kızdan (Moretz) belalı asi gence kadar birçok yoldan gençlere hitap etmeyi ve izleyici kitlesinin dikkatini çekmeyi başarmış. Alt metnindeki bariz “en büyük katil insanın kendidir” mesajı da filmin amacını açıkça ortaya koyarak fısıltı gazetesinin görevini yapmasına imkan tanımış.
5. Dalga Moretz’in filmografisindeki mihenk taşlarından biri olmanın ötesine pek fazla geçmiyor; zaten film de, yönetmenin kendi de böylesi bir sorumluluk üstlenmiyor. Fakat birçok Hollywood oyuncusunun filmografilerindeki distopya filmlerinden kesin olarak dillendirmeseler bile pişmanlık hissettiklerini, önlerine getirilmesinden rahatsız duyduklarını düşünecek olursak Moretz’i böylesi kaygılara sürüklemeyecek bir film olduğunu söyleyebiliriz. Genç jenerasyonun seveceği bir yapım.