“Dünyada adım atacak yer kalmayınca uzaylılar dünyaya inecek”
T.K.
Dünyamız tehdit altında! Zombilerden rahat bulsak, bu defa da uzaylılardan yana dertleniyoruz. Güzelim (!) dünyamıza göz koyan dünya dışı varlıklarla savaş, görsel efekt teknolojisinin gelişmesiyle artık daha zorlu bir hal aldı. Ama insanlığın kurtuluşu 1960’larda daha basit yollardan sağlanabiliyordu. En azından kurtuluş için insanlığın daha fazla umudu vardı.
Sanayide kullanılan kaynak maskesi, balıkçı tipi kendinden çizmeli tulum, tipik 60’lar tasarımları acayip aletler ve radyo dalgası sesleri. 60’larda uzaylı elde etmek için bu eşyalardan daha iyi ne olabilirdi ki? İşte Japonya merkez olmak üzere dünyayı tehdit eden uzaylılar bu defa tâ Neptün’den kalkmış gelmemişler mi?
Önce çayırlık bir alanda konuşlanan kaynak maskeli kafalı Neptün’lüleri, civar sakini bir grup çocuk, merak kediyi öldürür misali, fark ettiğinde, imdatlarına süper kahraman kadrosundan yiyen Space Chief yetişir. Gözleri uyku bantlı (film boyunca nasıl görebilmiştir, büyük muamma) ve antenli kasklı bu süper kahraman, tenekeden uçan arabasıyla ortamı basıp, yaptığı karatevari hareketlerle uzaylıları haşat eder. Bir uzaylının karate ile telef olmasında fesatlık aramayın. O kadar gelişmiş bir toplum, bu kadar sığ bir karşı koyuş beklemediğinden telef olmuştur çünkü.
İlk istila girişimi başarısızlıkla sonuçlanan Neptün’lüler, geri adım atıp gezegenlerine dönerler dönmesine ama kısa süre sonra dünyaya yeniden geleceklerinin sinyalini radyo dalgası seslerle tehdit formatında verirler. Uzun süredir Neptün’lülerin kim olduklarını bilmediği halde bilimsel verilerle peşinde olan bilim adamı Shinichi Tachibana ve ekibi, alenen edilen tehdit karşısında devletle işbirliği yapmak için kolları sıvar ama onun meslek ahlâkı olarak yaptığı işbirliğinden daha etkili başka bir yöntemi vardır. Zira Tachibana, Space Chief’in ta kendisidir.
Toz bırakma etkili uzaylı silahı (Etienne Jules Marey’e saygılarla)
Neptün’lüler bir kere daha bastırır ve fekat Tachibana ve ekibinin ülkeler üzerinde oluşturduğu koruma kalkanını delip geçemezler, sonra bir kere daha saldırırlar ve bu defa dünyaya ayak basmayı başarırlar. Önlerine çıkan bütün binaları yerlebir eden Neptün’lüler, karşılarında son kez Space Chief’i bulduklarında, analarından mı doğdular bilinmez ama pişman olacakları kesindir.
Dekorlar harika, kılıklar mükemmel, çocuklar bıcır bıcır, uzaylılar pek sessiz, insanlar her zamanki gibi aptal, yönetmen tek filmlik ama filmde öyle bir oyuncu var ki, işte orada bir durmak lazım. 1961 yılında Toei Şirketi tarafından çekilen filmin yukarıda anlattığım Amerikan versiyonu, orijinalinden yaklaşık 13 dakika kısaltılmış. Hepi topu 82 dakikalık bir filme 13 dakikalık makas atarsanız, filmi acayip bir hale sokmanız olasıdır. Mesela filmi seyrederken kim kimdir? Uzaylılar dünyadan ne istiyor? Kısa bir süre gündeme gelen nükleer problemi, neden kısa tutulmuş? Anlamak pek kolay değil doğrusu. Üstelik asıl bomba, bilim adamı Tachibana’yı canlandıran oyuncunun Sonny Chiba olduğu halde, seyrederken anlaşılamamış olması. Aslında uzaylıları, karate yaparak defetmesinden anlamam gerekirdi ama işte, akıntıya kapılıverdik. Filmin Amerikan versiyonundaki kazık bununla da bitmiyor. Chiba’nın Japon versiyonunda canlandırdığı karakterin adı aslında Iron Sharp imiş. Kesme hareketi yapan elinden mi ileri gelmiş bu isim, ben anlamadım!
Sözün özü, kırpılmasından kaynaklı biraz anlaşılmaz olsa da film, uzaylıya karşı el ele verelim havasının yansıdığı, uzaylıların konuşmamasından kaynaklı ise saykedelik anların yaşanması olası olan bir 60’lar klasiği. Gencecik bir Sonny Chiba ve ilkel süper kahraman görmek için ideal.