Mickey Spillane’den doğma, Kemal Tahir’den olma Mayk Hammer’ın dört macerası mevcut. Derinizi Yüzeceğim, Kara Nara, Kıran Kırana ve Ecel Saati adlı bu kitaplar yıllar önce Çağlayan Yayınevi‘nden, yakın tarihte ise İthaki’den çıkmıştı.
İşin sinema tarafından bakıldığında yeniden çekilen Hababam Sınıfı filmlerinin esameleri bile okunmaz ama gişesine bakınca ticari anlamda son derece başarılı proje olduklarını kabul etmek gerekiyor.
Bu projenin mimarı Ferdi Eğilmez, yani Hababam Sınıfı filmlerinin orijinal yaratıcısı Ertem Eğilmez’in oğlu. Baba iyi bir sinemacı, oğul iyi bir tüccar diye geçiriyor insan içinden değil mi? Aslında babanın da bu konuda oğuldan aşağı kalmadığını belirtelim. Çünkü Ertem Eğilmez askerden geldikten sonra, 1950’li yıllarda ülkeyi etkisi altına alan Mayk Hammer fırtınasının çıkış noktası Çağlayan Yayınevi’nin kurucusu. Ben ne o dönemlere yetişebildim, ne de Mayk Hammer kitaplarının çok öyle meraklısı oldum. Ama 90’larda henüz “biblioman” bir üniversite öğrencisiyken, bulabilmek için sahaf sahaf gezindiğim Türkiye’nin ilk bilimkurgu roman dizisi de oradan çıktığı için gayet iyi biliyorum Çağlayan Yayınevi’ni.
Benim gördüğüm, bu iki dizi dışında satacağı düşünülen her türlü kitabı, tabi olabildiğince erotik kapaklar eşliğinde çıkarmış Ertem Eğilmez. Cinsellik o zamanlar iyi satan bir şey olsa gerek ki, Eğilmez cinsel bilgi kılavuzları yayımlamakla kalmamış, bir söylentiye göre kimi çeviri romanların arasına “parça” attırmış Kemal Tahir’e.
Araştırmacı yazar Gökhan Akçura’ya göre Kristof Kolomb biyografisinde bile bu alışkanlık devam etmiş. Ticari hamleleri bununla da bitmemiş Eğilmez’in, bugün örneğine pek rastlanmadığımız bir proje daha geliştirmiş; (hayır, kitapların cep boyutuna indirilmesi değil, ama iyi hatırlattınız, o da var!) kitaplarını arka kapaklarına ve sayfalarına ilan almış. Türk Ticaret Bankası, İş Bankası, Klorofilli Mental (kitaptaki metinden aynen naklediyorum: kokulu yemekler, içki, tütün v.s. dolayısile ağızdan ve vücuttan intişar eden bütün kokuları izale eder), Dermojen (o zaman ilaç reklamı yasak değilmiş demek ki!), Rubi (evimizi süslermiş!), Puro (kremli, kokulu tuvalet sabunu) gibi.
MAYK HAMMER BEREKETİ
Yine de en çok parayı kazandıran sanırız ki, 100 bin civarı satan Mayk Hammer kitapları olmuştu Çağlayan Yayınevi’ne. Mickey Spillane 34 Mike Hammer yazmışken, biz de 200’ün üstünde Mayk Hammer macerasının yayımlanmasının başka ne gibi nedeni olabilir ki zaten. Peki niye sevmişti Türk halkı bu Coni’yi bu kadar? Çeşitli şeyler öne sürülebilir ama bana göre bunun başlıca nedeni bu romanları Türkçeleştiren Kemal Tahir’in üslubuydu. Kemal Tahir’in çevirisi yalnızca kelimeleri Türkçeleştirmekten ibaret değildi. (bugün çoklarının yaptığı gibi yani.) Uyarlama yapıyordu bir nevi. Kimi yerlerde Mayk Hammer’ın ağzından çıkanlar bir Coni’den çok, İstanbul külhanbeyi’ne yakışıyordu onun çevirilerinde. Bu dili kurmak senelerce hapislerde yatan, o türden yüzlerce adamla tanışan Kemal Tahir için hiç de zor olmuyordu. Okuyucunun da ister istemez kendisi ya da çevresindekiler gibi hareket eden yeniçeri kılıklı bu adama kanı ısınmıştı. (Kadın erkek tanımadan kan akıtabilen, eziyet çektirebilen, faşist bir tavır sergileyen bu adama insanların kanının ısnabilmesinin altında yatan sosyo-psikolojik nedenler konusunda ahkam kesmekse beni aşıyor. Ama birileri bunu mutlaka yapmalı.)
VE DENİZ BİTİYOR…
Mayk Hammer kitapları deli gibi okunurken, yayınevinin kasasına paralar akarken, kötü bir haber gelir bir gün. Çevrilecek Mike Hammer kitabı kalmamıştır. Girişimci ruhlar kolay pes etmeyeceği için direktif gecikmez 1954’de ilk Mike Hammer çevirisini yapan Kemal Tahir’e: “Sen yaz o zaman!” Bu hikayenin sonunda nurtopu gibi üç Mayk Hammer romanı doğar; Derini Yüzeceğim, Kara Nara ve Kıran Kırana. Baba Kemal Tahir bebeklerinin nüfus kağıdına baba adı olarak F.M. İkinci adını yazdırmıştı.
Usta yazar hayatında gitmediği bir ülkede ve şehirde geçen bir roman yazmanın zorluğunu, Tanrı bilir nerden, edinilen bir New York haritası ise bertaraf etmişti. Gerisi onun işçiliğine ve hayalgücüne kalıyordu, yani sorun değildi. Kemal Tahir’in pek de onurlu olmayan böyle bir işi kabul etmesinin nedeni hapisten yeni çıkmış olması ve devletten tırsan arkadaşlarının hiçbir şekilde kendisine yardımcı olmamaları sebebiyle paraya ihtiyaç duymasıydı o dönemde. Kitapları dışında yedi film senaryosuna sahip önemli bir Türk yazarının böylesine zor bir hayat yaşaması bu yazının olmasa da, bu ülkenin önemli bir mevzusudur bu arada.
Kemal Tahir daha sonra Mayk Hammer romanlarında edindiği polisiye tecrübesini yeni bir karakter yaratmak için de kullandı: Sam Krasmer.
Mayk Hammer kitaplarının 200’ü aşmasını sağlayan gölge yazarlar arasında Afif Yesari, Orha Boran, Halit Kıvanç, Oğuz Alpçin, Ümit Deniz isimleri geçiyor. Yesari’nin 12 kitapla birinciliği elinde tuttuğu bir diğer bilgi. Bu isimlerin öncüsü olarak 1925’te kendi ürettiği Sherlock Holmes hikayeleri yayımlatan M. Kemal’i de anmadan geçmeyelim bu fasılı.